BURCUNUN KARDAN ADAMI

Print Friendly, PDF & Email

Evvel zamandan sonra, ahir zamandan önce, şimdilerde, şu anlarda, şuralarda, buralarda, tıpkı bugünler gibi kar yağar iken, okulların tatil olduğu günlerden bir gün, belki dün, belki bugün, belki yarın, belki yarından da yakın, “çatılardan kar düşer aman kendini sakın, çık bahçeye oyna” demiş annesi Burcu’ya, “bu kar her zaman bulunmaz kaçırma!”

Burcu yuvarlamış yuvarlanmış, toparlamış toparlanmış, kar olmuş top, top olmuş davul, davul olmuş göbek. Göbek üstüne bir de koca kafa koyunca benzemiş tombik bir kardan adama! Burcu şöyle bir bakmış kardan adamına; kardan değil sanki pehlivan, akça pakça bir civan gibi duruyormuş bahçenin ortasında.

Burcu, “ne bulsam, ne koysam da şu kardan adama güzel bir burun olsa” diye düşünerek evin yolunu tutmuş. Dolapları karıştırmış, çekmeceleri karıştırmış, tam ümidini kesecekken bir kavanoz turşu gözüne ilişmiş. Kavanozdan bir kornişon kaptığı gibi kayar adımlarla dönmüş buzdan yolu. Dönmüş dönmesine ya ne görsün; kardan adamın burnu Burcu’nun elindeymiş ama kardan adamın gerisi yerinde değilmiş. Adamcağız burnuna kavuşamadan, darmadağın yere uzanmış. Burcu acıklı acıklı “Kim yaptı bunu sana, haydi ayağa kalksana!” dese de nasıl kalksın dağılmış bir kere, toparlanamaz ki kendi kendine.

Burcu şaşkın, Burcu üzgün, bakınmış sağına soluna. Ah kim kıydı acaba kardan adamın boyuna posuna? Bir aramış, iki aramış, dört dönmüş, beş durmuş, bulamamış. İki arada, bir derede, kim ettiyse, altını getirmiş üstüne. Ama Burcu bu bırakmaz; kardan geçer, buzdan geçer, kardan adamından vaz geçmez. Hemen yuvarlamış yuvarlanmış, toparlamış toparlanmış, top etmiş, davul etmiş, göbekli adamı yeniden dikeltmiş. Üstüne bir koca kafa, burnunu da yerleştirmiş bu defa.

Burcu rahat, Burcu mutlu. Huzurla dönmüş evine. Gün batmış, Burcu yatmış, gün doğmuş, Burcu kalkmış. Açmış camını bakmış, kardan adamına bir dolu selam verecek, günaydın diyecek olmuş ama yine havasını almış. Kardan adamın yerinde yine yeller esiyor, kuşlar uçuyormuş. Eridin mi adam, kaçtın mı? Buhar olup uçtun mu? Burcu kızgın, Burcu dargın, ama hırslanmış iyice. Durmamış yeniden davranmış. Yuvarlamış, yuvarlanmış, toparlamış toparlanmış; top, davul, göbek, yığmış karları yeniden öbek öbek. Kardan adam eskisinden de kocaman, ayaktaymış tekrar öyle tosun, öyle toraman. Aman Burcu bir yol düşünmelisin. Bozguncuyla aşık atmak güçtür. Yaparsın yıkar, kurarsın bozar. Yapmak zor, yıkmak kolay. O yüzden Burcu bir yol düşünmelisin.

Burcu eve dönmüş, düşünmüş taşınmış. Isınınca biraz da kaşınmış. “Kardan adamımı giydireyim, bir de böyle deneyeyim” demiş. “Sırtında ceketi, boynunda kravatı, başında da kasketi olursa saygıda kusur etmezler, bozup yıkıp mahvetmezler.” Kaptığı gibi ceketi, kravatı, kasketi koşmuş kardan adamının yanına. Bir de bakmış ki adam yok! Gözlerini kapatmış, tekrar açmış. Bir daha bakmış etrafına; adam yok. Karlar yine darmadağın yerlerde ama görünürde başka kimsecikler yok. Anlaşılan bozguncu yapmış yine yapacağını.

Burcu bu pes eder mi? Adamın karını yerde koyar mı? Üşenmemiş yorulmamış, sıkılmamış usanmamış, sıkmış dişini, bir kez daha bitirmiş işini. Özenmiş bezenmiş, ince elemiş sık dokumuş, üstüne bir de üfleyip okumuş, üçüncü kere ayağa kaldırmış, hem bu sefer üstünü başını da giydirmiş kuşandırmış. Yine kardan adamını bahçenin ortasına tastamam dikmiş. Birileri bozadursun, Burcu yapa ede işin uzmanı olmuş. Her gören dönüp dönüp bir daha bakıyormuş bu şık mı şık kardan adama. Gözleri gerçekten bakıyor gibiymiş, burnu sanki nefes alıyor gibiymiş. Elini uzatsan sıkacak, selam versen alacak gibiymiş.

O sırada yoldan bir başka ceketli kravatlı adamın geçeceği tutmuş, arabasıyla yanaşıp Burcu’nun yüzüne güleceği tutmuş. Koskoca siyah arabanın camından başını uzatan amca belediye başkanıymış. Burcu’ya sormuş “Bu kardan adam da neyin nesi?” Burcu olan biteni anlatmış, başkan dinlemiş. Burcu ince ince işlediği kardan adamını göstermiş, başkan merakla incelemiş, dikkatle bakmış, çok beğenmiş. “Böyle el emeğine ödül vermeli” demiş. “İster misin seni kar şenliğine götürelim, kardan adamınla yarışmalara katıl? Kim bilir belki kazanırsın, karlar sultânı olursun!” Burcu uçmuş, Burcu coşmuş, ne yapacağını bilememiş, yerinde duramamış. Kapmış başkanın kartını soluğu evde almış. Sevinci diline vurmuş, dilinden dökülen bal olmuş, gözlerinden ışıklar saçmış. Anlatmış da anlatmış, heveslenmiş de heveslenmiş. Müjdeyi evdekilere de verince tekrar kardan adamının yanına koşmuş.

Artık tahmin etmesi zor değil. Yine adamın yerinde yeller esiyor, dadanmış bir densiz her sefer yıkıp geçiyor. Karlar yerde, yıkan ortalarda yok! Kim bu bozguncu, gören bilen tanıyan da yok. Ama Burcu bu sefer hiç üzülmemiş. İşi bilenin, eline güvenenin içi sıkılmaz, gönlü daralmaz. O bozguncu yıkıp durmasaydı, Burcu tekrar tekrar yapmasaydı, eli böyle ustalaşır mıydı, en güzel kardan adamı yapmayı öğrenebilir miydi? Kendinden emin bir şekilde “yine yaparım, daha güzelini yaparım, her yaptığım bir öncekinden daha güzel oluyor” demiş.

Burcu bir kardan adam daha yapmış ama bu sefer kar şenliğinde. Bütün ışıklar, bütün gözler Burcu ve kardan adamının üzerindeymiş. Flaşlar patlıyor, birbirinden güzel kardan buzdan eserler arasında Burcu’nunki de parlıyormuş. Herkes Burcu’nu gözünün nuruna, elinin emeğine hayran olmuş. Kardan adam zordan adam, düşüp düşüp kalkan adam. Kardan sultan Burcu Sultan, her seferinde yeniden yapan sultan. Bak sen bir işin nasıl yapılacağını öğrendin ve ustası oldun. Yıkanlar kim, bozanlar kim? Onların adını kimse bilmiyor. Yıkmak herkesin harcı ama yıkanın, bozanın cebine kimse harçlık bile koymuyor. Yaptığının ardında duran kişi kardan da olsa adamdır. Eli iş tutmaz kişi ise baldan da olsa yavandır.

Hani ya bozguncu nerdesin? Şimdi uzak bir yerdesin. Burcu yaptı bozamazsın, yap deseler yapamazsın. Kimse sana gel demez, olduğun yerde kalakaldın. Aç televizyonu bak bakalım, Burcu’yu seyret gör bakalım. Yapan kazanır, yapan bilinir, bozan kaybolur, bozan silinir. Atalım sana üç koca kar topu, işin yoksa dön dur bu masalı oku. Alırsın o zaman dersini, düzeltirsin belki tersini. Yapan kazanır, yapan sevilir, bozan kaybolur, bozan silinir. Yap da görelim, adını bilelim, yap da görelim, seni de sevelim.

Start typing and press Enter to search

Skip to content