TELAŞLI KÖYÜN BİLGE DEDESİ

Print Friendly, PDF & Email

Bir varmış bir yokmuş. Telaşlı köyde olay çokmuş. Bilge dede olmayınca, köyde her olay büyük bir sorunmuş.

Uzun yıllar önce telaşlı köyde bir kış günüymüş. O kadar kar yağmışki insanlar yürümekte zorlanıyorlarmış. Ağaçların dalları yerlere eğiliyor, köyün ortasından geçen ırmak kardan görünmüyormuş, her yerde her şartta olduğu gibi, çocuklar telaşlı köydede kar topu oynamayı kardan adam yapmayı çok severlermiş, karları tepe tepe, yuvarlanıp düşe düşe köy meydanına gelen çocuklar sevinç içinde oynamaya başlamışlar.

Tam bu sırad Alinin gözüne birşeyler takılmış, gördüklerini anlamlandırmaya çalışan Ali, arkadaşlarını telaşla yanına çağırmış. Çocuklar bakın hele İsmail emmi gilin evin önünde bir şeyler oluyor. Salih ortaya atılmış – orada kümes yokmuydu? Şimdi kardan çok az görünen tahtalar var. Emre – hem bakın tahtalar bazende kıpırdıyor. Havada rüzgar olmamasına rağmen bu nasılolabiliyor? Diye sormasıyla beraber. Tüm çocuklar olayı anlamış ve tepeden aşağı koşmaya başlamışlar. Çocuklar olay yerine gelince her şeyin düşündükleri gibi olduğunu anlamışlar.tahtadan yapılan kümes yağan karın ağırlığına dayanamayarak yıkılmış.

Yıkılmasına yıkılmış ama; kış şartlarında üşümesinler diye dışarı çıkarılmayan hayvanların üzerine yıkılmış.çocuklar bir an telaşlanmış ne yapacaklarını bilememişler.

Bilge dededen yardım alan çocuklar derhal iş bölümü yapmış, bir kısmı tahtaları kaldırıp hayvanları kurtarırken, bir kısmıda ev ev dolaşıp buldukları karton kolileri ve sepetleri getirerek hayvanları geçici olarak bunların içine koyup evlere götürüyorlarmış. Neyseki hiçbir ördeğe, tavuğa ve civcivlerine zarar gelmemiş.

Fakat yine bir sorun varmış. Hayvanların uzun süre evde yaşamaları mümkün değilmiş ve bir an önce onlara yeni bir kümes yapılması gerekiyormuş.

Bu iş büyüklerin işi olduğundan bu defa büyükler toplanıp gitmişler bilge dedeye. İçlerinden biri durumu anlatmış nasıl yapsak bilge dede diye sormuş larama; henüz bilge dedenin cevabını beklemeden her kafadan bir ses çıkmaya başlamış.

Herkes ayrı bir şey söylüyor. Aynı anda konuştukları için, söylediklerinden hiçbir şey anlaşılmıyormuş. Bilge dede sessizce hem çözümü düşünüyor, hemde köy halkına zor zamanlarda yapılması gerekenler konusunda bir dersvermek istiyormuş. Bir süre durumu uzaktan izleyen bilge dede, şunları görmüş. İçlerinden biri çamur getirmiş. Tahtalar bunlarla yapışır bakın şimdi demiş ama; henüz üçüncü tahtayı yapıştırıyormuşki yapı tekrar yıkılmış.

Bir diğeri – ben dedim sana, ip ile bağlamalıydık diğerek başlamış denemeye. Lakin ne fayda yine tutmamış tahtalar oyana buyana sallanıp yine yıkılmış. Bir başkası

Durun bak ben biliyorum demiş ve evden getirdiği şekerli hamurla yapıştırmaya başlamış tahtaları fakat; kardan ıslanan tahtalar hamuru eritiyor, bir türlü tutmuyormuş.

Soğuktan elleri donan köy halkının gücü tükenmiş, yapılabilecek herşey denenmiş gibi görülüyormuş. Bir an herkesin gözü Bilge dedeye çevrilmiş. Soran gözlerle öylece bakıyor, bir şeyler söylemesini bekliyorlarmış.

Bilge dede – evet arkadaşlar. Bunca zaman sustum, bekledim. İstedimki söz hakkı tanınsında konuşayım fakat; hem fikir almak istediniz hemde konuşmama fırsat vermediniz. Gösterdikleri davranıştan dolayı Bilge dededen özür dileyen köy halkı, şimdi söyle lütfen biz hatamızı anladık. Ne yapalım nasıl edelim bu işi? Bilge — bakın arkadaşlar. Burada yapılabilecek en sağlıklı yöntem tahtaları çivi ile birleştirmektir fakat; geçenlerde camiin çatısını tamir ederken herkese sordum. Hiç kimsede çivi yoktu. Malum kar var yollar kapalı. Almayada gidemeyiz. Şimdi. Hepimizin bulduğu çözümleri el birliği ile işe yarar hale getireceğiz. Beni bekleyin diyerek evine gitmiş ve yazdan biriktirip saklamış olduğu bir kavanoz çam reçinesini alarak geri dönmüş. Hadi bakalım öncelikle tahtaları kardan temizleyelim yoksa tutturamayız demiş. El birliğiyle kısa sürede temizledikleri tahtaları Bilge dedeye veriyorlar ve sonucu merak içinde bekliyorlarmış. Bilge dede tahtalara çam reçinesi sürerek birbirine yapıştırıyormuş. Bu şekilde küçük bir yapı oluşturmayı başarınca, iple sıkıca bağlamışki yapı birbirinden ayrılmasın, sonra halkına dönmüş ve ipi kullandım yaptığınız çamur ile delikleride kapatacağımki hayvancıklar üşümesin.

Ve birde ateş yakmalıyızki reçineler kurusun sıkıca yapışsın. Derhal ateşte yakmışlar ve kümesi kurutmayada başlamışlar.

Hamur ile yapıştırmaya çalışan Ali amca sormuş.—çamuru ve ipi kullandın bilge dede. Benim hamuru ne yapacaksın? Bilge dede gülümsemiş. Sende hamuruna şekil verip şu ateşte pişirde yuvasına gelen hayvancağızlar karnını doyursunlar. Bu fikir herkesi gülümsetmiş. Kümes yaza dek idare edecek kadar iyi görünüyormuş. İşler bitmiş, çocuklardan hayvanları getirmeleri istenmiş. Hayvanları sağlıkla kurtardıkları ve yeni evlerine yerleştirdikleri için çocuklar mutlu, yeni eve ve sıcacık yemlere kavuşan hayvanlar mutlu, tüm yaşananlara rağmen kümes sorununu çözen köy halkı mutluymuş. -Bilge dede— hadi bakalım daha fazla soğukta durmayalım. Evlerimize gidelim arkadaşlar ve sevgili çocuklar. Hepinize yardımlarınızdan ve göstermiş olduğunuz çabadan dolayı teşekkür ediyorum. Çocuklardan Ali— bir dakika Bilge dede bir şey sormak istiyorum ben. İlk önce büyüklerimiz sizin fikrinizi almaya geldiler. Siz hiçbir şey söylemediniz. Herkes birşeyler denedi, çalıştı çabaladı yoruldu ama; olmadı. Siz sustunuz. Neden böyle yaptınız? Çok merak ediyorum. Neden fikrinizi en son söylediniz?

Diye sormuş.

Bilge dede cevap vermiş — bak yavrum. İlk başta fikrimi sormaya geldiler fakat; neden geldiklerini unutmuş gibiydiler. Telaşla hep bir ağızdan konuşuyorlar, Birbirlerinin sözünü kesiyorlar ve birbirlerinin fikirlerini küçümsüyorlardı. İşte bu nedenle sustum. İstedimki çözümün bu şekilde olmayacağını anlasınlar ve bu olaydan küçük bir ders çıkarsınlar. Eee ne demiş Mevlana, cahilin yanında kitap gibi sessiz ol. Bu arada beni yanlış anlamayın. Hiç biriniz cahil insanlar değilsiniz. Fakat; kabul edin bu olayda cahiller gibi davrandınız.

Bana kırılmayın ders vermek istedim. Sizin için yaptım bunu demiş.

Köy halkı hatasını anlamış. Bilge dede yine bilgece davranmış. Masalımızda burada bitmiş. Köyümüz telaş telaş. Koş karlı tepeleri aş. Yuvarlarken kar topunu çalıların etrafından dolaş. Sen kardan adamı yap bende yapayım göz ile kaş. Oynayalım sevinç ile ayağımıza değmesin taş.

Start typing and press Enter to search

Skip to content