Ağustos Böceği’nin Hayali

Print Friendly, PDF & Email

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, her yaşayan canlının bir hayali bulunur bu masal gemisinde. Kimisi hayalini yaşar gemiyi yürütür, kimisi sadece hayalde kalır bu gemiyi çürütür. Hayalde kalmasın dileğiniz, kuş olup uçun, zirveye varmak olsun hedefiniz. Bu masal gemisinin kaptanı sizsiniz. Kimse size inanmasa da olur, ama siz kendinize inanırsanız imkansızlık denen şey buz misali eriyip yok olur. Bu başarı yolculuğunda işte bir masal doğar. Adı başarı olur. Nasıl mı olur? Okuyup görelim, nice hayatlar keşfedelim.

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok uzak diyarların birinde bir orman varmış. Bu orman; yemyeşil, uçsuz bucaksız sonu olmayan bir yermiş. İçinde yok yokmuş. Her türden bitkiler, yemişler… Akla gelmeyen isimde meyve ağaçları varmış, varmış amasına ama bu kadar bolluğun, bereketin içinde hayvanlar mutsuzmuş.

Hayvanlar kış mevsiminde dinleniyorlarmış, yaz mevsiminde de kimisi avını avlamanın peşindeymiş, kimisi de yuvasına yiyecek taşımakla uğraşıyormuş. Yaz mevsimini çalışmakla, karınlarını doyurmakla geçirirken… Kış mevsimini de dinlenmekle geçiriyorlarmış. Zaten kışın yapacak bir şeyleri de yokmuş. Kollarını kaldırmaya bile dermanları kalmıyormuş. Sadece bir hayvanın çalışmak konusunda şikayeti yokmuş o da ormanın en küçük üyelerinden biri olan karıncaymış. Yaz mevsiminde işi, gücü çalışmak ve amacı bir yıl yetecek kadar yuvasına yiyecek taşımakmış. Kışın da yuvasına taşıdığı yiyecekleri afiyetle yermiş. Yaz mevsimi gelince tekrar vızır vızır çalışırmış, bu böyle sürüp gidermiş. Ormanın en küçük üyelerinden birisi de Ağustos böceğiymiş. Bu Ağustos böceği, karıncanın en iyi dostuymuş. Ağustos böceği’nin hayali ise iyi bir şekilde enstrüman çalıp müzisyen olmakmış. Ormandaki hayvanların hepsi bu Ağustos böceğiyle dalga geçmişler. Ormanda yaşayan tavşan; Ağustos böceğine, zaten bir Ağustos ayında var oluyorsun. Bir ayda hayaline nasıl kavuşacaksın? O kadar kolay mı? Bunun için her senenin Ağustos ayında dirildiğinde iyi bir müzisyen olarak dirilirsin artık diye gülmüş.

Ağustos böceği kendisine inanmadıkları için çok üzülmüş ama kendisini en çok üzen tek bir şey varmış, o da karınca dostunun bile kendisine inanmamasıymış. Karınca, Ağustos böceğinin boş işler peşinde olduğunu düşündüğü için artık yanında olmasını istememiş. Ağustos böceği kendi içinden şunları söylemiş: Varsın kimse bana inanmasın, dostum dahi bana destek olmasın. Ben, kendime inanıyorum ve başaracağım demiş.

Günler ayları, aylar yılları kovalayıp durmuş. Nice Ağustos ayları geçip gitmiş. Ağustos böceği her Ağustos ayında dirildiğinde amacını hatırlayıp iyi bir müzisyen olmanın yollarını aramış, denemiş. Bazen çaldığı enstrümanın teli kopmuş vazgeçmemiş, tekrar çalmış tekrar söylemiş olmamış. Tekrar denemiş. Tekrar tekrar denemiş… her yolu, yöntemi denemekten asla vazgeçmemiş. Ormandaki hayvanlar güledursun. Ağustos böceği asla vazgeçmemiş bu amacından.

Bir Ağustos ayında hayvanlar çalışırken, ormanın içinden bir ses yankılanmış, bu ses orman ruhunun sesiymiş. Ormanın ruhu, ormanda yaşayan bütün hayvanların, bilge meşe ağacının altında toplanmasını istemiş. Hayvanlar şaşkınlık içinde, Meşe ağacının altında toplanmamızı niye istediler acaba? Bir tehlike mi yaklaşıyor yoksa? Birbiri ardınca sonu gelmeyen sorular sorulmaya başlanmış. Hepsi şaşkınlık içinde Bilge meşe ağacının altında toplanmışlar. Ormanın ruhu, toplanan halka ;bugün hepiniz izinlisiniz, bugün güzel bir konser var. Herkes onu dinlesin demiş: İlk defa izin günü oldukları için bütün hayvanlar bu duruma çok sevinmiş. Karınca da dahil, herkes konserin kimin vereceğini bekliyorlarmış. Konseri kim verecek dersiniz? Tabii ki de Ağustos böceği. Herkes Ağustos böceğini görünce çok şaşırmış. Ağustos böceği, kendi grubuyla beraber öyle güzel şarkılar söylemiş, bestelerini öyle güzel icra edip sunmuş ki. Bütün hayvanlar hem eğlenmiş hem de çok beğenmiş. Konser bitiminde Ağustos böceği şunları söylemiş: Umarım hepiniz şarkılarımı beğenmişsinizdir. Benim amacım boş boş gezip, tembel tembel yatmak değildi. Amacım iyi bir müzisyen olup kendi grubumu oluşturmaktı ve bu dediğimi yaptım. Zaten bir ay ömrüm var. Her senenin ağustos ayında her dirilişimde varacağım hedefimi hatırlayıp peşinden koştum. Zaten bir ay ömrüm var deyip bahane uydurmadım. Ve en sonunda zirveye ulaşmayı başardım. Hayatınızı sadece karnınızı doyurmak için çalışmayın. Ruhunuzu doyurmak içinde çalışın. Çalışırken, eğlenin. Asıl amacınızı gerçekleştirmek için uğraşın. Böylece sevdiğiniz iş için çalışırken, canınızda sıkılmaz demiş. Kimse bana bu yolda destek olmadı ama olsun, her birinizin yolu açık olsun, konser bu kadardı demiş. Ağustos böceği, grubuyla beraber eşyalarını toplarken… Karınca, Ağustos böceği nin yanına gelmiş ve Ağustos böceğini tebrik ettikten sonra, ben senin amacını anlayamamışım. Seni tembelsin diye yanımdan uzaklaştırdım. Sana dostluk yapamadım, amacın konusunda sana inanmadım? Bu durumda beni affedebilecek misin demiş? Ağustos böceği karıncaya sarılıp affettim bile demiş. Bir daha ki Ağustos ayında daha güzel şarkılarımla çıkacağım, beni bekleyin deyip gitmiş. Ve sonra Ağustos böceği; her dirilişinde, ormana, köye, kasabaya, şehire derken bayağı ünlenmiş. En son toplanan seyircilerine şöyle seslenmiş: Her Ağustos ayında nerede bir ses duyarsanız, bilin ki bu benim konserimin sesi, çekinmeyin gelin. Bizim konserimize kulak verin ve o müziğin evrensel ruhunu keşfedin demiş. Her senenin Ağustos ayında Ağustos böceği, orman halkı olan hayvanlara konserler vermiş. Artık Orman halkı da hem çalışıyor hem de bir yandan eğleniyorlarmış. Herkes bu durumdan çok ama çok mutluymuş. Karınca bile… Gökten üç elma düşmüş. Biri ormandaki hayvanların başına, biri masalı yazana, biri de masalı dinleyenin kafasına düşmüş.

Start typing and press Enter to search

Skip to content