ANMA TÖRENLERİ ROMANTİKTİR

Print Friendly, PDF & Email

6 Şubat türkiye depreminin üzerinden 19 gün geçti. Söylenecek, konuşulacak o kadar çok şey var ki, hangi birini ne kadar süre konuşacağız, kalabalıkların sesi içinde sesimiz bir ses olacak mı yoksa kaybolup gidecek mi bilmiyorum. Depremin ilk gününden beri birilerinden hesap soruluyor, birileri suçunu kabul etmiyor, birileri hiç suçlu olmadığı halde uykuları kaçıyor, tam bir kıyamet yeri ortalık. O kadar karmaşık ki üstelik her şey, o kadar çok konuşuluyor ki! Depremin ilk gününden beri Twitter’daki iletişim ağının inanılmaz bir iletişim sağlaması beni kendimize hayran bıraktıran şeylerden yalnızca bir tanesi. Doğru bilgi almmızın yanı sıra en büyük tehlikesi de bilgi kirliliğinin de yaşanma ihtimalinin yüksek olduğu bir yer Twitter. Birçok koordinatıon orada paylaşılması ile kurtulan onlarca vatandaşımızın yanı sıra asılsız yüzlerce ilanın da verildiğine şahidiz. Bir de tartışmalar var tabii ki, dijital bir kamusal alan gibi adeta Twitter, herkesin fikrini özgürce(!) söyleyebildiği. Bu tartışmaların içinde garip bir şekilde beni rahatsız eden bir tartışma üzerine bir şeyler söylemek istiyorum.

İsmini vermeyeceğim, bir çocuk derneği Antakya’daki enkazlarda hayatını kaybeden çocukların anısına enkazlara balonlar bağlamıştı, denk gelmişsinizdir bu görüntülere. Ve bu durum gereksiz yere acıyı romantize etmek yakıştırmasıyla oldukça tepki çekti. Haklı eleştirilerden biri, bu denli büyük bir felaket henüz tazeyken ve herkes haksızlıklar, hukuksuzlar karşısında konumlanmışken afet bölgesinin bu şekilde renkli balonlarla donatılmasının, bölgedeki gerçekliği farklı bir şekle soktuğu hatta gerçeklikten uzaklaşmasına sebep olduğu yönündeydi. Acıyı romantize etmeye dair birkaç bir şey söylenmişti, alanın fotoğrafının çekilmesi tepki topladı. Haklı ya da haksız diyebileceğiniz birçok eleştiri vardı. Ben meselenin doğru ya da yanlış olmasıyla ilgilenmiyorum, bunu belirteyim. “Acıyı romantize etmek” yönünde olan eleştirileri düşünüyorum. Romantize etmek ne demek? Bir şeyi, bir olayı, bir kişiyi, geçmişi vs. oduğundan daha iyi göstermek, şeklinde tanımlanabilir en kaba haliyle. Deprem bölgesindeki dehşet verici yıkım düşünüldüğünde belki de gerçekten ihtiyacımız olan son şey enkazların arasında göreceğimiz balonlardı. Bunun sinirlendirmesi de normal, suçlu olanlar ortaya çıkmadı, birilerinin hesap vermesi bekleniyordu, daha enkaz altında olanlar varken tutup balon bağlamak da kimin aklına gelmişti? Bunun yanı sıra herkesin gücü yettiğince aksiyon aldığı düşünülürse çocuklar için kurulmuş bir derneğin yine çocuklara yönelik bir dikkat çekme çabası da anlaşılır. Anma törenlerinin de inşa edildiği zemin birazcık romantize etmek üzerine kurulu gibi. Türkçede biraz kaba bir şekilde “Kör ölür badem gözlü olur.” diye deyimleştirilmiş bir mesele, ölüm kalanlar tarafından daima güzellenerek anlatılır. Olabildiğince ölümün o soğuk, ayrılığın o katlanılmaz tarafları bertaraf edilmeye çalışılır. Çocuklar için düzenlenen bir anma töreninde ise durum birazcık farklı çünkü zaten çocuklar masumiyetin sembolüdür ya, iyiye dönüştürülerek anlatılcak kötü bir tarafları yok, zaten baştan aşağı iyilikler ve tek kötülük onların önlenemez biçimde hayatlarının sona ermesi gibi görünüyor. Balonlar da minik, masum, eğlenceli çocuklar düşünüldüğünde çok garip değil gibi o yüzden. Ha bunun yeri orası mıydı, doğru zaman mıydı, doğru yöntem miydi tartışılır. Zaten doğru yanlış yargıları o kadar esnek ki 100 kişilik bir toplulukta 99 kişiye doğru gelen bir yargı mutlaka 1 kişiye yanlış gelecektir. Olaya bu cepheden bakmamak gerektiğini düşünüyorum o yüzden. Gayet anlaşılır ve desteklenir bir etkinlik olarak çocuklar için düzenlenen anma töreni birçok destekçi bulabilecekken ifade etme yöntemi yanlış seçildi diye hareket, amacından sapabilir de. Çünkü aslında bu tarz eylemler yanlış yönetime, yanlış tercihlere vs. çarpıcı bir biçimde dikkat çekebilir. Mesela Vahit Tuna’nın kadın cinayelerine dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için Karaköy’de 440 adet kadın ayakkabısını duvar asarak gerçekleştirdiği o sergisini düşünün. Bu oldukça dikkat çekiciydi ve toplumsal hafızaya pozitif yönde katkısı olan bir hareketti. Ne kadar negatif duyguların uyanmasına sebep olsa da bu balonlar da enkaz altında kalan binlerce çocuğun hiçbir zaman unutulmamasına yardımcı olacak bir olay olarak tarihe geçti. Dediğim gibi iyi ya da kötü olması fark etmez, önemli olan o çocuklara dikkat çekmeye çalışması. Farklı bir yöntem bulunabilirdi elbette ama o balonlara gelen kadar kızmamız gereken çok daha hayati meseleler var, öyle değil mi!

Start typing and press Enter to search

Skip to content