KAPTAN MURAT VE GEMİSİ

Print Friendly, PDF & Email

Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, bir ada yüzer dururmuş bir masal okyanusunun yüzünde, yağmur misali sihirli masallar yağar dururmuş güzel çocukların ceplerine, korsanlar yenilip dururmuş bu masal dümeninde, bir kaptan yaşarmış engin denizlerde. Yol gösterir, masallar anlatırmış çocuk yüreklere… Bakalım neler anlatmış bu kaptan bizlere, okuyup görelim.

Çok uzak diyarlarda bir deniz kenarında, küçük bir kasaba varmış. Bu kasaba da insanların çoğu geçimini denizcilikle sağlarlarmış. Bu insanların kimisi balık avlar, kimisi sünger çıkarır, kimisi ağ örer, kimisi de tekne yapımında çalışırmış.

Bu denizin beti bereketi herkese yetiyormuş. Ekonomik bakımdan kasaba halkının durumu iyiymiş iyisine de, zamanları iş ve ev arasında mekik dokumakla geçip gidiyormuş. Hiçbir sosyal aktiviteleri olmadığı içinde çok mutsuzlarmış. Çocuklarda hep aynı oyunu oynayıp durdukları için zamanla oyun oynamaktan sıkılıp, evden dışarı çıkmaz olmuşlar.

Günlerden bir gün, yine bir sabah vakti; insanlar işe başlamak için deniz kenarına vardıklarında bir de ne görsünler. Koskocaman bir gemi karaya vurmuş. Geminin dümeninde de, baygın halde duran bir genç görmüşler. Bu gencin kavak ağacı gibi up uzun boyu, açık buğday misali bir yüzü, kar gibi bembeyaz üniformasıyla, dümenin üstünde gözleri kapalı, masum bir şekilde baygın halde, kafası dümenin üstünde, kolları ağacın dalları gibi aşağı sarkık bir şekilde duruyormuş. Öyle bakılırsa bu genç büyük bir kaptan olmalıymış. Geminin güvertesinden de kuş sesi geliyormuş, çocuklardan birisi kuşu alıp gemiden aşağıya doğru inmiş.

Çalışanlardan birisi de Kaptan Murat’ı gemiden aşağı indirip kendi evine götürmüş. Kaptan Murat kendisine geldiğinde, karşısında yaşlı amcayı görünce şaşırmış. Ben nerdeyim, burası da neresi, kekliğim nerede?demiş. Yaşlı amca yavaş sesle; sakin ol evladım. Sabahın erken vaktinde deniz kenarına çalışmaya geldiğimizde, koskocaman bir gemi ’nin karaya vurduğunu, senin de dümenin başında baygın halde yatarken bulduk. Ben de alıp eve getirdim. Kekliğin de burada güvende demiş. Kaptan Murat, bu iyiliği için yaşlı amca ya teşekkür etmiş.

Yaşlı Amca, Kaptan Murat’a buraya nasıl geldin evladım ? demiş. Kaptan Murat, Yaşlı amca’ ya dönüp, bir an büyük bir fırtına çıktı, deniz feneri de yanmadığı için rotamı kaybettim. Sonrası da dalgalar, gemiyi buraya kadar getirmiş olmalı ki, gemi karaya vurduğu içinde birkaç hasar oluşmuş olabilir demiş. Yaşlı amca, bir şey olmaz evladım. Biz el ele verip o hasarı tamir ederiz. Gemin onarılana kadar kekliğin de sen de bizim misafirimizsiniz demiş. Bu arada bu keklik de neyin nesi?demiş. Kaptan Murat, o keklik, yavruyken sahil kenarında yaralı bir şekilde yatıyordu. Ben de onu alıp iyileştirdim. Sonra o yavru keklik de o günden sonra hiç omzumdan ayrılmadı benim can yoldaşım oldu demiş. Beni tanıyanlar da o yüzden bana, Kaptan Keklik Murat diye seslenirler demiş. Yaşlı Amca; Ne güzel evladım, senin gibi iyi insanların hâlâ var olduğunu görmek, mutluluk verici demiş. Kaptan Murat, kendisini iyi hissedince, ihtiyar amca ile birlikte kasabayı gezmeye çıkmışlar. Kasaba da gezerlerken Kaptan Murat’ın dikkatini bir şey çekmiş; Yaşlı amca’ ya yavaş sesle, bu kasaba da neden hiç çocuk yok amca? demiş. Yaşlı amca, çocuk çok evladım ama hep aynı oyunu oynayıp durdukları için sıkılıp evlerine çekildiler. Ondan beridir de dışarı çıkmazlar demiş. Ben, onları dışarı çıkartmasının bir yolunu bulurum amca demiş Kaptan Murat. Yaşlı amca, Kaptan Murat’ ı hem gezdirmiş hem de kasabanın insanlarıyla tanıştırmış. Eee kaptanım, eve gidelim mi artık? Kaptan Murat, benim küçük bir işim var amca, sen eve git, ben de birazdan gelirim demiş. Yaşlı amca, evine giderken Kaptan Murat’ta, gemisinin içinde bulunan balonları, helyum gazıyla şişirip, bağlamış. Balonların iplerinin ucuna da kitap ve pamuk şeker bağlamış, sonra da kapıyı çalıp, uçan balonları kapıya bağlayıp gitmiş. Çocuklar, uçan balonu görünce çok sevinmişler. Pamuk şekerin içinde de bir not varmış:” Kaptan Murat, sizleri; deniz kenarında bekliyor!” yazıyormuş. Kasabadaki bütün çocuklar, deniz kenarına gelmişler. Kaptan Murat, kendisini çocuklara tanıtmış ve çocuklar da sırayla kendisini Kaptan Murat’a tanıtmış.

Kaptan Murat , çocuklara dönüp eee benimle oyun oynamaya var mısınız? Kim kaptan kim korsan olmak ister? demiş. Çocuklardan birisi, ben kaptan olmak isterim diğer bir çocukta ben de korsan olmak isterim demiş. Kaptan Murat ve çocuklar, doyasıya eğlenmişler. Bir yandan oyun oynarken diğer yandan hayaller kurmuşlar. Hayal kurmak, çok güzel bir şeymiş Kaptan Murat abi demiş çocuklar.

Bir süre sonra büyüklerde olmak üzere; herkes Kaptan Murat’ a çok alışmış. Kaptan Murat, çocuklara; hikayeler, masallar ve kendi deniz maceralarını anlatmış. Çocuklar, bu anlatıları çok sevmişler. Çocuklardan birisi, Kaptan Murat’ın yanına gelip, Kaptan abi; ben oyun olarak kaptanlığı seçmiştim ya, ben gerçekten Kaptan olmak istiyorum. Sence olabilir miyim ? demiş; Kaptan Murat, tabii ki olabilirsin. Ama bunun için tehlikeleri göze alman gerekiyor. Bu zorlu fırtınalı yolculuğa hazır mısın? demiş; Kaptan çocuk, hazırım tabii ki Kaptan abi demiş.

Kaptan Murat’ ın gemisi onarılınca artık Kaptan Keklik Murat’ında gitme vakti gelmiş. Tam kasabadan ayrılacakken, bir korsan gemisi hızla kasabaya yaklaşmış. Nerede değerli eşya varsa hepsini gemiye yükleyip uzaklaşmaya başlamışlar. Kaptan Murat, küçük kaptan çocuğa ve korsan olmayı seçen çocuğa yaklaşıp benimle bu tehlikeli yolculuğa var mısınız?demiş. Çocuklar, büyük bir sevinçle gemiye binmişler. Hızla denizde süzülmeye başlamışlar. Korsan gemisi, gözden kaybolmuş. Tam geri döneceklerken birisinin suda çırpındığını fark etmişler ve onu sudan çıkarmışlar. Bu Korsan Dino’ ymuş. Korsan Dino, hayatını kurtardığı için Kaptan Murat’a ve çocuklara teşekkür etmiş. Çıkarcı arkadaşlarım benimle ilişkisi bittiği için beni denize attılar. Siz hayatımı kurtardınız. Bundan sonra ben de iyi bir korsan olacağım. İyiliğiniz, sevginiz benim gibi kötü bir korsanı bile değiştirdi. Bunun için ben de size yardım edeceğim demiş. Ben, korsan gemisinin nerede olduğunu biliyorum, oraya gidelim demiş. Beraber Korsan gemisini bulup, değerli şeyleri korsan gemisinden, Kaptan Murat’ ın gemiye yüklemişler ve herkesin eşyasını sahibine teslim etmişler. Herkes, bu iyiliği için başta Kaptan Murat ve Korsan Dino olmak üzere çocuklara teşekkür etmişler. Yedirmişler, içirmişler, çeşitli ziyafetler vermişler. Korsan Dino, hiç yaşamadığı bu güzelliğin, komşuluğun tadını çıkarmış. Ve artık denize açılma vakti gelmiş. Korsan Dino, ben şu ada da ineyim. Bana yaşattığınız bunca güzel şeyler için size teşekkür ediyorum. Yapabileceğim bir şey olursa bu Ada da herkes beni tanır, bu ada da bulunan gemiden evime, sizi her zaman beklerim demiş ve gemiden inmiş. Kaptan Murat ve çocuklar deniz yolculuğuna kaldığı yerden devam etmişler ve bir zaman sonra, bu keyifli yolculuk kasaba da sona ermiş. Kaptan Murat, çocuklara; bu tehlikeli yolculukta bana eşlik ettiğiniz için size teşekkür ediyorum demiş. Kaptan çocuk ve Korsan çocuk, peki seni bir daha ne zaman görebiliriz?demiş. Kaptan Murat, onlara şunu tekrar etmelerini söylemiş:

Kaptan Murat anlatır bize masallar,
Masallar aleminde binbir hayat var
Kaptan Murat, bizi çıkar yolculuğa
Aşalım denizler, dağlar, okyanuslar

Siz bu mısrayı sesli bir şekilde söylediğiniz de, ben aniden çıkıp gelirim demiş. Ve herkesle vedalaştıktan sonra, omzuna kekliğini almış ve gemiye bindikten sonra, uzaklaşıp gitmiş. Bir süre sonra çocuklar oyun oynamaktan çok sıkılmışlar ve Kaptan Murat’ ın onlara söylediği mısrayı okuduktan sonra, Kaptan Murat’ın gemisinin kasaba’ya yaklaştığını görmüşler. Çocuklar, sırayla gemiye binmişler. Kaptan Murat; çocuklarla denizleri, okyanusları, kıtaları aşmış. Hatta onları Sinbadla ve Harita Cin’iyle bile tanıştırmış. Harita Cini onlara, merak ettiği ülkeleri, şehirleri, bölgeleri gezdirmiş. Çocuklar, hem eğlenmişler hem de çeşitli bilgiler öğrenmişler. Geri kasabaya döndüklerinde bu durumu keyifle ailelerine anlatmışlar. Artık çocuklar her canı sıkıldığında, Kaptan Keklik Murat’ ı çağırıp bilinmedik ve keşfedilmedik yerlere yolculuk yapıp. Hem gezip hem gezdikleri yer hakkında çeşitli bilgiler öğrenip hem de bu yolculukta çok eğleniyorlarmış. Çocuklar, bu durumdan çok ama çok memnunmuş. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.

Start typing and press Enter to search

Skip to content