Bay Dombik

Print Friendly, PDF & Email

Sesli Dinle

-Miyavvv, miyavvv… Buna seslenmek boşuna, yine duymayacak. En iyisi kendi işimi kendim göreyim. Bu insanları anlamıyorum. Madem beni eve alıyorsun, o zaman neden vaktinde mama kabım kontrol edilmiyor? Bitmiş işte, düşünebiliyor musunuz mamam bitmiş! Bu benim için yaşamın sonu gibi bir şey. Off… Ne yapsam, ne yapsam… Buldum! Arka patilerimin üstüne basıp ön patilerimle de mutfak kapısının koluna yetişirsem sorunu çözerim. Iııhhh, ıııhhh. Oldu işte, oldu! Açtım kapıyı. Bu da ne böyle, her şeyin kokusu birbirine karışmış burada. Bizim ihtiyar tezgahın üzerinden sürekli bir şeyler atar ağzına, zaten hiç boş kalmaz ki ağzı. Ama benim mama kabına gelince şuradan üç, beş şey atayım demez. Nerde o düşünce! Anca sevsin canı isteyince. Ama durun siz, hele bir uyanıp beni sevmek istesin o zaman neler yapıcam ona. Karnımı sericem önüne. Tam sevmeye ikna olup yüzünü yanaştırdığında burnunun kanadına takıcam dişimi, görsün bakalım beni aç bırakmak ne demek… Hak etti bunu çoktan, bundan sonra bu evin patronu benim! Anlayacak bunu. Şu tezgahın üzerine çıkmanın bir yolunu bulmalıyım, üstünden güzel kokular geliyor. Artık sen de ihtiyarladın be Dombik. Koca göbeğin bir yandan, bacaklarındaki hantallık bir yandan. Bu ihtiyar seni de kendine benzetti. Nasıl tırmanacaksın şimdi bu tezgaha… Düşün, düşün, düşün… Neyse ki halen bu kedi kafam çalışıyor, yediğim balıklar canıma can olsun. İşte, şurada kenarı çıkıntılı duran çekmeceye ön patimin tekini bastım mı, ver patini yukarısı. Evet, oldu işte. Çok kolay oldu. Koku iyice keskinleşti, birazdan burnum düşecek. Mmmm bu da nesi! Harika, taze doğranmış ciğer! Demek benden gizli bunu yiyecektin, seni hain domdom. Sen görürsün şimdi… Mmmmm nefis, nefis. Acaba iki tane bıraksam mı dibinde… Hayır hayır ne bırakması! Mama kabım boş, anlıyor musunuz? Bomboş. Patimden gelse tüm mutfağı yerdim bu sinirle. Uyansın da görsün bakalım ev kaç bucak. Bundan sonra da boş bırakmaya kalkmaz kabımı, bu da ona ders olsun bakalım. Karnım da doydu şuradan usulca ineyim de balkonda keyif uykusuna dalayım serin serin. Tam güneş saati arka odayı hiç çekemem.

Kedi derince bir uykuya dalmıştı ki ihtiyar uyandı. Mutfak kapısının açık olduğunu görür görmez koşup ciğer tabağına baktı. İçi boştu, yerinde yeller esiyordu. Hemen anladı. Balkona doğru ilerledi.

-Hay seni miskin kedi! Tüm ciğeri yemişsin, bir de burada uyuyorsun öyle mi!

Gerine gerine gözlerini açan Dombik karnını iyice serdi. İhtiyar adamın bu harekete dayanamayacağını biliyordu.

Yaşlı adam “Sen şimdi görürsün, seni bir yoğurayım da…” diye ağır ağır yanına çömeldi. Tam elleriyle karnını kavrayıp söylediği gibi kediyi yoğurmaya başlamıştı ki Dombik’ten hiç beklemediği bir hamle geldi. Tam burnunun kanadından dişiyle kapmıştı. Adamın gözlerinin can acısıyla ıslandığını görünce bıraktı. Ona ceza vermek istemişti ama gözlerinin ıslanmasını istemezdi. Hemen yanaklarını yalamaya başladı. İhtiyar adam, kedisinin kendine kıyamadığını görünce mutlu oldu. Dombik patileri üstüne kalkıp miyavlayarak ihtiyarı çağırdı. Birlikte arka odaya doğru gidip boş mama kabının önünde durdular. Adam kabı görünce hatasını anladı, hemen mama doldurdu. Karnı ciğerle zaten doymuş olan kedi, sonraki yemek saati için heyecanla beklemeye başladı. Odaya yükselen taze mama kokusu karnının tok olmasına rağmen iştahını kabartıyordu ama midesinde hiç yer kalmadığından şimdilik koklamakta yetinecekti.

Start typing and press Enter to search

Skip to content