KIR PAPATYALARI

Bir varmış bir yokmuş.

Gülçin isminde. Prenses güzelliğinde, yaş olarak henüz on ikisinde bir kız varmış. Kızımız çok zengin bir ailenin tek kızıymış. Ailesi sürekli iş ile alakalı mevzularla ilgilendiklerinden Gülçin daima bilgili, kültürlü dadılar, bakıcılar refakatinde büyümüş.

Her istediği yapılıyormuş ama, Gülçin’i hiç mutlu etmiyormuş bunlar.

Gülçin henüz doğmadan Almanyaya yerleşen ailesi iş hayatındaki telaşlara öyle bir kaptırmışlar ki kendilerini,

Bazı günler Gülçin ailesini görmüyormuş bile.

Memleketine birkaç yılda bir kez gelmesine rağmen Gülçin ülkesini çok seviyor, daima orada yaşamak istiyormuş amcasını, yengesini ve amca kızlarını çok seviyormuş. Onlarla daima mektuplaşan Gülçin, her sene ailesine yalvarıp dururmuş. Ne olur baba bu yıl gidelim. Ama; ailesi hep ertelermiş onu. Bu gün yarın oyalar, sonrada unutulurmuş Gülçin’in söyledikleri.

O yıl yine tatil dönemi gelince Gülçin amcasının yanına gitmeyi çok istediğini söylemiş annesine.

Hiç değilse ben gideyim. Biraz kalayım lütfen anne diye yalvarmış. Nasıl olduysa annesi dadılardan biriyle Gülçini göndermeye razı olmuş.

Dadısı onu bırakıp dönecek, Gülçin 3 ay kadar amcasında kalacakmış. Öyle seviniyormuş ki bu duruma Gülçin’in içi içine sığmıyor, zaman bir türlü geçmiyormuş.

Herkese hediyeler almış hazırlanmış ve nihayet o gün gelmiş. Uçağa binen Gülçin, akşam amcasının evinde olacakmış.

Göz açıp kapayana kadar yolculuk bitmiş. Amca çocukları Pınar, Serpil veYağmur, Gülçin’i kapıda karşılamışlar. Birlikte hasret gideren çocuklar konuşmaya doyamıyor sözün sonu hiç gelmiyormuş.

Nihayet amca Turgut bey ve kızların yanına gelmiş. Hadi güzellerim şimdi uyuyun sabah sizlere bir sürprizim olacak demiş. Kızlarının ve Gülçin’in saçlarını okşamış üzerlerini örterek iyi geceler dileyerek çıkmış odalarından.

Gülçin öylesine mutluymuşki, Zaman geçmesin diye uyumak bile istemiyormuş.

Ama çaresiz cırcır böceklerinin ve gece kuşlarının sesleri eşliğinde müthiş bir uykuya dalmış sonunda. Sabah olunca erken kalkmaya alışkın olan kızlar bir bir uyanmışlar. Gülçin’i uyandırmamak için sessizce çıkıp her gün yaptıkları işlerin başına geçmişler.

Kimi hayvanların yemini veriyor, kimi bahçeden sebze topluyor, kimi pişen ekmekleri çeviriyormuş. Kızlardan biri babasına sürprizin ne olduğunu sormuş merakla. Babası güzel kızım aslında bize her gün piknik. Köyümüz çok güzel ama, Gülçin için şu an yaşadığı her şey çok özel ve eşsiz.

Bu gün papatya tepesine güzel bir kahvaltı hazırlayalım.

Emin olun çok sevecek demiş.

Durumu hemen kardeşlerine haber veren Pınar. Kardeşleriyle birlikte hemen çalışmaya başlamış.

Papatya tepesi çok yakınmış zaten. Kilimleri sermişler. Güzel bir yer sofrası kurulmuş. Her şey bahçeden her şey taze müthiş bir kahvaltı sofrası hazırlamışlar. En son yengesi giderek Gülçin’i uyandırmış. Hadi kızım herkes bizi bekliyor. Hazırlanda gidelim demiş. Yengesiyle yürüyen Gülçin papatya tepesini görünce çok şaşırmış. Her yer alabildiğine papatya sarı ve beyazın muhteşem uyumu rüya gibi gelmiş Gülçin’e

Kahvaltı sonrası doya doya gezip dolaşan çocuklar çok mutluymuş. Kızlardan biri Gülçin’e papatya falından bahsetmiş. Bak al bitanesini ve yapraklarını sırayla seviyor sevmiyor diyerek tek tek popart. Kim için yaparsan son yaprakta çıkan doğrudur.

Ne yani papatya biliyor mu bizi sevip sevmediklerini? Tabi demiş Yağmur. İstersen dene.

Gülçin kıyamasada bir papatya koparmış ve ilk önce annesi için denemiş. Seviyor sevmiyor derken, son yaprak sevmiyor olmuş. Babası içinde bir papatya alan Gülçin, aynı sonu görünce üzülmeye başlamış.

Sürekli aklı papatya falında kalıyor, daima yeniden deniyor ve sonuç çoğunlukla olumsuz oluyormuş.

Amcası yengesi onu uyarıyor, bu duruma inanmamasının gerektiğini anlatıyorlarsada, Gülçin sürekli yeniden denemekten kendini alamıyormuş.

Bakmışlar olacağı yok. Yengesi Gülçine temiz bir gazete kağıdı vermiş. Fal yaptığında papatyaları buraya kopar güzel kızım. Bu şekilde ben onları kurutayım, kış gelince çayını yaparız, saçlarınızı yıkarız. Böyle olunca ziyan olmazlar demiş. Bu Gülçini dahada rahatlatmış olacak ki sürekli papatya falı ile vakit geçirmeye devam etmiş.

Günler geçmiş. Papatyalar kurumuş, eski güzellikleri kalmamış artık.

Sert bir rüzgar esiverse kuruyan papatyaların yaprakları her bir yöne savrulup darma dağın oluyormuş.

Gülçin artık fal yapacileceği papatya bulamıyormuş.bu durum bir bakıma çok iyi olmuş. Gülçin amca kızlarıyla daha çok vakit geçiriyor ve papatya falınıda yavaş yavaş unutuyormuş.

Günler geçmiş Gülçin’in bu mutlu tatili sona ermiş.

Hem kızlar hem de Gülçin bu duruma çok üzülüyorlarmış. Yengesi hazırlıklara yardım ederken Gülçin’E gelecek yıl için tekrar buluşma ayarlamak adına elinden geleni yapacağına dair söz vermiş.

Birde paket varmış yengesinin elinde. Onu Gülçin’e verirken eve gittiğince açması konusunda söz almış Gülçinden.

Vakit gelince Gülçin kendisini almaya gelen dadısıyla yola çıkmış.

Hem üzgün hem mutlu dönerken evine, tekrar buluşacakları günler için şimdiden hayallere başlamış bile.

Eve döndüklerinde anne ve babası sevgiyle hasretle kucaklamışlar Gülçin’i bu şekilde karşılanmıyı beklemeyen Gülçin, şaşkın ama, çok mutluymuş. İlk ke bu kadar yakın hissetmiş kendisini anne ve babasına.

Bir süre sohbet edip ailesiyle hasret gideren Gülçin’in aklına yengesinin vermiş olduğu paket gelmiş. Koşup almış çantasından ve ailesinin yanında açmış.

Birde ne görsün? Köyde papatya falı yaparken parçalamış olduğu papatya kurusu varmış paketin içinde.

Gülçin’in şaşkınlığını fark eden annesi Gülçin’e bir tepsi uzatarak papatyaları boşaltmasınıistemiş.

Annesinin istediğini yapan Gülçin, pakedin dibinde bir not bulunca dahada şaşırmış. Notun başlığında ailenle birlikteyken sesli oku yazıyormuş. Gülçin denileni aynen yapmış.

Sevgili Gülçin. Papatya fal sonuçlarını eve götürmeni özellikle istedim. Bu sürede annen ve babanla sürekli konuştuk biz.

Aslında seni çok seven ailen bunu sana hissettiremedikleri, papatyalara sormaya yöneltmiş oldukları için çok üzgünler. Bu süre sona erdi artık sevgiyi papatyalara sorma kızım. Anne ve babandan sorgusuzca al ve hisset. Bu papatyalardanda sıcacık bir çay yapın. Sevgiyle ve afiyetle için yazıyormuş.

Sevgiyle birbirlerine sarılan aile çok mutluymuş artık.