ÇOCUĞUN MASAL SEÇİMİ

Print Friendly, PDF & Email

Halk edebiyatı derin ve zengin sözlü ve yazılı kaynaklara sahiptir. Bazen doğa olaylarını açıklamak, bazen inançları, geleneği aktarmak, bazen törenleri, tarihi canlı tutmak misyonunu yerine getirmiştir. Bezende sadece eğlenmek için anlatılmıştır.

Çocuk edebiyatının önemli türlerinden biri geleneksel edebiyat, halk edebiyatıdır. Ancak geleneksel edebiyatta geçmişte bir duraklama yaşanmıştır. Bunun bir sebebi çocuğa uygun olmadığının düşünülmesidir. Özündeyse mesele yazarların gelenekselden uzaklaşmaları ve bunu aktarmanın yollarını henüz keşfetmemiş olmalarıydı.

Oysa geleneksel edebiyatın içinde çocuk dili bariz bir şekilde vardır. Tekerlemeler, tekrarlar, bilmeceler, çocukça konuşmalar bunlardan sadece bazıları. Ancak bunu ortaya çıkaracak araştırmacılara ihtiyaç vardır. Burada araştırmacılar ya da yazarlar ve anlatıcılar için bir engel de orijinallik olabilir. Elbette orijinal dil çok önemlidir ama çocuğu merkeze alarak anlatmak daha önemlidir. Peki öyleyse merkeze alacağımız çocuk kim? Onu hangi kaynaktan öğreneceğiz?

Tabii ki çocuğu tanımak için başvuracağımız kaynak çocuğun kendisidir. O halde gelenekten beslenerek masallar anlatmak ya da yazmak isteyen kişiler;

  1. Geleneksel edebiyatımıza vakıf olmalı,
  2. Çocuk dilini bilmeli,
  3. Çağın gereklerini göz ardı etmemeli.

Son yıllarda bir masal çağı yaşıyoruz. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de hem halkbilimciler hem yazarlar çocuklar için çalışmaktalar. Özelikle masal için onlarca proje gerçekleşmesi bu alanı besledi. Yüzlerce anlatıcı yetiştirildi, yüzlerce masal yeniden yazıldı. Geleneksel sanat çocukla yoğun bir şeklîde buluştu. Bu yeniden yazma ve anlatmalarda her zaman istenilen hedefe ulaşılmadı. Benim hem bir anlatıcı hem de bir öğretmen olarak görüşüm cesurca atılan bu adımların halkın içinde, çocukların arasında zamanla en iyi formuna ulaşacağıdır.

Çocuğu daha yakından tanımak onun hangi masalları seveceğini bilmemize ve onu merkeze almamıza vesile olacağına göre şimdi şu sorunun peşine düşelim.

Çocuk bir masalı ne için tercih eder?

Masalların çocuklar için sadece bir eğlence aracı olduğunu ya da bir ninni olduğunu düşünmek doğru bir yaklaşım değildir. Masal, çocuk için ebeveynin düşündüğü gibi değildir. Masal, çocuk için bir motivasyon kaynağı, zorluklar karşısında başa çıkma yollarını gösteren bir rehber, bazen de terapötik etkiye sahiptir.

İnsanoğlunun en uzun geçirdiği gelişim evresi çocukluktur. Ve bu evrede ergenliğe ve yetişkinliğe göre fiziksel ve ruhsal gelişim çok hızlı ve sancılıdır. Çocukluk, özellikle bebeklik döneminde dil gelişimi çocuğun duygularını, hissettiklerini ifade edecek yeterlilikte değildir.

Çocuk birçok meseleyle onun ne olduğunu ve onu nasıl anlatacağını bilmeden mücadele eder. Ebeveynin çok saçma bulduğu korkuları, inatlaşmaları işte hep bu yüzdendir. Çocuk yaşadığı problemin çözüleceğini görmek ve onu aşmak ister. Her aştığı problem onu yeni probleme karşı daha da güçlendirir.

Gelişim sürecinde çocuğun bütün savaşları yaşadığı küçük dünyası; ebeveynleri, ev ve kardeşleridir. Sevgi, nefret, korku… İyiler ona hizmet ederken kötüler ona kural koyanlardır (annenin kuralları). İyiler onu sınırsız sevip beslerken kötüler başkalarını da sevip besler (kardeş kıskançlığı). Bütün duygularla tam ve eksiksiz yaratılan çocuk duygularını tanırken etrafındaki insanlarla öğrenir.

İşte burada masallar devreye girer. Kötülerin cezalandırılacağı, iyilerin ödüllendirileceği o kapıları açarken çocuğu rahatlatır ve ifade etme imkanı verir Örneğin bütün masalların ana meselesi anneden ayrılıştır. Masal kahramanının evden, yuvadan çıkışı tam olarak bunu simgeler. Annenin kuralları, çocuğun her istediğini yapmaması, sütten kesmesi, kendi başına uyumasını istemesi kötülük olarak nitelendirir. Ve masaldaki yuvadan çocukları atan kadınlar (Hanseldeki gibi), kurallar koyan annenin bilinçdışındaki temsili olur.

Çocukları hep aynı masalı dinlemek istemeleriyse bilinçdışında ortaya çıkan bir meseleyle mücadele ettikleri yeri karşıladığı içindir. Çocuk masalı tercih ederek problemi çözmeyi öğrenir ya da anlamlandırır. Masal tercihleri değiştikçe problemleri de değişmiş demektir.

Burada önemli bir mesele de masal dinlerken mutlu olduğunu hatırlayan ebeveyn masaldaki çoğu unsuru kılıçtan geçirerek çocuğa zararsız içerik üretme peşine düşer.

Üstelik bunu yapan sadece onlar değil. Topyekûn eğitim sistemi tüm dünyada çocukları bilgi aktarılacak ve eğlendirilecek varlıklar olarak görerek eserler vermektedirler. Oysa edebiyat bunun için değildir. Özelinde masal hiçbir edebi türün sahip olmadığı niteliklere sahiptir. Masal şahsi problemlerle, bilimsel bilgiyle ilgilenmez, masal herkesin yaşayacağı büyük problemlerle ilgilenir. Evrensel dertlerimize evrensel çözümler üretir.

Hassas ebeveynlik ve mükemmel eğitim arasında sıkışan çocuklara yaşlanmaktan, ölümden, hüküm sürme isteğinden, sonsuza kadar mutlu yaşama isteğinden hiç bahsedilmez. Faydalı hikayeler çocuğa sorunsuz bir dünyada yaşadığını, aslında kardeşini hiç kıskanmaması gerektiğini, annesine hiç kızmaması gerektiğini söylerken; hissettiği her şeyin yanlış olduğunu ima eder. Bu çocuk için bir yıkımdır çünkü tam olarak bunları hisseder ve duygularından şüphe duyması sağlanır. Duyguları ve ihtiyaçları görmezden gelinir. Ondan sadece verilen bilgileri ezberlemesi ve mutlu olması istenir. Oysa çocuk için mutlu olmak değil kimliğini bulmak asıl meseledir. Bunu da sihirli masaldaki karakterlerle bağ kurarak yapar. Yani çocuk gelişim evresine göre hangi problemle uğraşıyorsa onu çözmekle ilgili mesaj veren masalı seçer. Biz onun bilinçdışında ne olduğunu bilmediğimize göre onun sevdiği ve seçtiği masala saygı duymalıyız. Yapmamız gereken tek şey çocuğun mücadele ettiği problemler olduğunu bilerek yüzyıllardır insan hafızasında taşınan kadim hikayeleri onunla paylaşmak için gönüllü olmak. Gerisini masal ve çocuk yapabilir.

Güldane BERK

Masalların Büyüsü (Bruno Betlehim)

Freud Bana Masal Anlatsa (Aydın Parmaksız)

Start typing and press Enter to search

Skip to content