ZEHRA’NIN RÜYASI

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, eski hamam içinde. Çok eski zamanlarda, uzak şehirlerden birinde Zehra adında bir küçük kız yaşarmış.

Zehra macerayı çok severmiş. Bir gün babası Zehra’ya bir anahtar almış. Zehra çok sevinmiş. O gün Zehra sevinçle uyumuş. Rüyasında hep babasının aldığı anahtarı görmüş. Sabah erkenden uyanmış Anne, babasının yanına gelmiş. Tam girecekken onların konuşmalarını duymuş. Yarın okula başlıyacağını öğrenmiş. Aslında biliyormuş. Çünkü günlerdir hazırlanıyorlarmış. Zehranın okula başlayacağı günü anne ve babası da merakla bekliyorlarmış.

Ama hiç istemiyormuş. Anne ve babasından hiç ayrılmamış o güne kadar. O gün dünün aksine hüzünlü uyumuş. Rüyasında siyah bir kapı görmüş. Acaba anahtarı açarmı diye düşünmüş? Denemiş ve anahtarın açtığı kapı aslında bir şehire açılıyormuş.

Şehir güzelmiş. Ama biraz da garipmiş. Gariplik: Sağ tarafa gidince çiçekli ve aydınlık, sol tarafa gidince dikenli ve karanlıkmış. Bu okul ile ilgili diye düşünmüş Zehra. Sağ taraf okula gidenler için. Sol taraf okula gitmeyenler içinmiş. Zehra hemen sağ tarafa yöneldiğinde bir peri ortaya çıkmış, ve şöyle demiş: “Dur bakalım, burası okula giden çocuklar için.”

Zehra biraz düşünmüş ve şöyle sormuş periye: Okula gitmeyi istersem sağ tarafa gidebilirmiyim? Peri: Tabiki o zaman gidebilirsin. Zehra tekrar düşünmü ve tekrar periye seslenmiş.: Ben artık okula gitmek istiyorum. Peri: Sözmü? Zehra: söz. Zehra söz dedikten sonra uyanmış. Hemen anne ve babasının yanına koşmuş. Zehra: Anne, baba rüyamda ne gördüm biliyormusunuz? Diye sormuş. Annesi ve babası büyük bir merakla ne gördün kızım diye sormuşlar. Hayrolsun diye eklemişler. Zehra her şeyi anlatmış. Annesi ve Babası çok sevinmişler Zehranın bu kararına ve kızlarının boynuna sarılıp onu şapur şupur öpmüşler.

Bu masal da burda bitti. Gökten üç Kitap düştü. Biri masalı yazana, biri Zehraya biri de anne ve babasına.

Zeynep Ravza DEVECİOĞLU