TÜRK MİTOLOJİSİNDE EJDERHALAR

Print Friendly, PDF & Email

Ejderhalar Türk mitolojisinde önemli bir yere sahiptir. Dede Korkut hikayelerinde ve Oğuz Kağan Destanı’nda bir çok kez yer almıştır. Ejderha isminin kökeni Farsça : ’Ajdahak veya Ajdaha ‘sözcüklerinden türetilmiş ve Türkçeye girmiştir. Ejderha denilince aklımıza kanatlı, ağzından alevler çıkarabilen ve uçabilen efsanevi yaratık gelir. Türk ve Çin mitolojisinde ejderha, bolluğu ve bereketi simgeler. Ejderha kelimesinin Türkçedeki anlamı ‘Evren’dir.

Evren, ne müthiş bir kelime değil mi? İçine dünyaları sığdıran bir kelime. Göklerin ve yerlerin birleştiği sonsuzluk…Türk halk hikayelerinde bahsedilen ejderha motifi bir ikilemden beslenir. Ejderhalar, bazı masallarda iyi ,bazı masallarda ise kötü karakter olarak karşımıza çıkabilir. Genellikle gökteki ejderhalar iyiliği temsil ederken, yerdeki ejderhalar kötülüğü temsil etmektedir. Öyle ki, Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig adlı eserinde bir ejderhanın zaman çarkını çevirdiğini söyler.

Bir çok mitte evren sonsuzluğu simgeler. Bazı mitlerde evren hiçlikten doğan bir ejderhadır. Yılanlar da aynı şekilde evrene benzetilir. Kendi etrafında dönerken evreni anımsatır. İşte bu yüzdendir ki bazı masal kitaplarında ejderhaların şekli uzun kuyruklu yılana benzetilerek çizilir. Hiçlikten doğan evren(ejderha), sonsuza dek kendini tekrar etmektedir. Bu figürün adı ‘ouroboros’tur ve kendi kuyruğunu tutan yılan anlamına gelir.(Koçak ve Gürçay, 2017, s38)

Türk halk anlatıları arasında özellikle masallarda ejderha motifiyle karşılaşılmaktadır. Böyle ki; bir Türk destanı olan Saltuk Name ‘de :Ejderha, şeklen tavusa benzer; kanatları horoza, ayakları aslana, kuyruğu horozunkine benzer…Cüssesi dahi bir deve kadar var. Havaya kanat açup uçdu kim… cümleleri ile ifade edilmektedir.(Koçak ve Gürçay 2017,s37)

Türk Mitolojinde farklı isimlerde ejderhalar yer alır.Bunlar; Yelbegen,Badraç, Büke, Bükrek ve Sangal, Er Töştük ve Ejderha, Kök Luu, Ebren ‘dir. Her bir isimdeki ejderhanın özelliği farklıdır. Kimisi gökte yaşar kimisi yerde. Kimisi iyiliği temsil eder kimisi kötülüğü.

Türk mitolojisine baktığımızda Anadolu’da güçlü bir devlet kuran Hititlerin gök tanrısı Teşup, kötülüğün simgesi İlluyanka’yı öldürerek Purilli Şenliğinin başlamasına sebep olmuştur.(Hooke, 2002 s 116)Başka bir ünlü Türk destanı olan Gılgamış’ta Kahraman Gılgamış, Ejderha Hubaba’yı öldürerek ülkesini kurtarmıştır.Dede Korkut Kitabı’nda Salur Kazan’ın evinin yağmalandığı boyu beyan eden hikayede ejderha motifi, kafirlere karşı kardeşleri Kıyan Gücü ve Demir Gücü ile mücadele veren Karacuk Çoban üzerinden ‘insan ejderhası Karcuk Çoban’söylemiyle tasvir edilirken, Yeğenek boyu hikayesinde ‘Ejderhalar insan yiyen Deli Evren ejderhaları olarak ‘tasvir edilir.Karagün ve Kanturalı hikayesinde ise ‘o üç canavarın biri kağan aslandı, biri kara boğa idi, bir de kara buğra idi.Bunların herbirisi bir ejderhaydı.’tasvirleri ile güç ve kuvvetin kahramanlığın ve yenilmezliğin simgesi olarak verilmiştir.(Özkartal,2002,s63)

Kelime anlamı bile insanı düşünmeye, kendini sorgulamaya iten bir varlığın neden bunca eserde yer aldığına çok da şaşırmamak gerekir. İnsanların güce ve yenilmezliğe olan düşkünlüğünü buna doğuştan sahip olan ejderhaları yenerek tatmin ettiğini görebiliriz. Ejderhalar evreni simgeliyorsa işte tam da burada onunla savaşma isteğini gösteren insanoğlunun acizliğine şahit olabiliriz. Hep bir sonsuz güç, ölümsüzlük isteği…Ama nereye kadar …Ey insanoğlu unutma! Gerçekte hiçbir zaman evreni yenemeyeceksin. Bunu biliyorsun ve belki de en çok bu duyguyu yaşamayı, ancak masallarda ejderhaları yenerek hissediyorsun.

ELİF ÖZCAN

Start typing and press Enter to search

Skip to content