Editörden Bu Sayıda

Print Friendly, PDF & Email

Merhaba. Elinizdeki sayı 7. Sayımız. Biz yola çıktığımızda üçüncü sayıyı görmeyi büyük bir keyif addedip kendimizle gurur duymuştuk. Tüm ekip arkadaşlarım üçüncü sayımızı büyük bir keyifle elimize almış ve sevinçle okumuştuk. Tabi elimize almıştık derken sanal olarak, ya laptoplarımızda, ya tabletlerimizde ya da cep telefonlarımızda, bilgisayarlarımızda açmıştık. Çünkü Masal Dergisi Kültür Platformu online yayınlanan bir dergi ve tamamen gönüllülük esasıyla hareket eden bir avuç fedakar masal sevdalısı ile yayına hazırladığımız, çıkardığımız bir dergi.

Yedinci sayımızda yine birbirinden güzel masallar, yazılar var.

Anadolu da güzel bir atasözü vardır. Dervişin fikri neyse zikri de odur diye.

Bizim fikrimiz de masal, kalemimizden dökülen kelam da masal, çocuklara, büyüklere anlattıklarımız da masal.

Çünkü biz masalla yaşamayı seviyoruz. Masal anlatmayı seviyoruz. Birilerine masalla ilgili bir şeyler söylemeyi, aktarmayı, öğretmeyi seviyoruz.

Geçmişini ve kültürünü bilmeyen nesillerin geleceklerini inşaa edemeyeceklerini ısrarla belirtiyor toplum bilimciler. Geçmiş sadece milletin tarihin oluşturan olaylar silsilesi olarak algılanmamalı. Kültürünü de içermeli. İşte bu kültür mirası tarihin dokusu içine işlemiş nesiller boyu sosyal alt yapıyı oluşturmuş tüm yaşanmışlıklar silsilesidir.

Masallar da bizim kültür tarihimiz içinde çok önemli bir yeri oluşturmaktadır. Çünkü biz sözün kıymetini bilen, söze değer veren ve değer katan, sözü gümüşle, altınla tartıp onun kıymetini ortaya koyan bir milletiz.

O yüzden Yunus Emremiz söz üzerine şiirler okumuş anadolunun her karış toprağında. Sözle başlamış ve sözle bitirmiş bütün serencamını.

“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz”

Diyerek sözün kıymetini öyle güzel anlatmış ki büyük bir saygıyla ve gönlümüze doldurduğu coşkuyla dinliyoruz, öğreniyoruz, okuyoruz ve söylüyoruz. Nesilden nesile aktarıyoruz.

İşte bu yüzden biz bir sözümüz var dedik ve sözümüzü masal üzerine bağladık, masalla bütünleştirdik, masal olarak ortaya döktük.

Kimi zaman bizden öncekilerin anlattıkları masalları anlattık, kimi zaman bize lazım olan bir konu başlığında yeniden bir masal yazdık ve bize ait kültür hazinesi içine dahil ettik. Kimi zaman bizim dışımızdaki toplulukların, milletlerin masallarını aldık, güzel taraflarını bizim kültürümüzde bize lazım olan şekliyle bizi dinleyenlere aktardık. Böylece başka milletler de masal sancağı altında kültür alışverişinde bulunduk. İşte masalın gücünü böylece tüm toplumun hissedebilmesi için gönüllü bir anlatıcı, derleyici, yazıcı, hasılı masal kadını, masal adamı olmaya çalıştık.

Kastımız biz en iyisini yaparız demek değil. Sevdiğimiz işi yaparak, sevdiklerimize sevgi çemberi içinde masalın güzelliklerini anlatıp, aktarıp birlikte bu güzelliklerin içinde hemhal olmak, hem dem olmak.

Bu sayımızda kim ne yazmış onlara hiç değinmeyeceğim. Derginin sahifelerini gezinirken göreceksiniz. Ancak yeni yazarlarımız var. Genç arkadaşlarımız. Sahifelerimizde onlara da yer verdik. Onlarında hevesle yazdıkları masalları büyük bir keyifle okuyacağınıza eminiz.

Buyurun efendim. İyi okumalar

YUSUF DURU

Start typing and press Enter to search

Skip to content