NEHRİ GEÇEN TAY

Print Friendly, PDF & Email

Yazar : Selen Özcan

Bir zamanlar suyunun berrak,etrafının birbirinden güzel çiçeklerle,ağaçlarla dolu olan bir nehir varmış. Nehrin hemen yanıbaşında,kahverengi bir tay annesiyle birlikte mutlu,huzurlu yaşarmış. Günlerden bir gün anne at yavrusuna: “Artık büyüdün,bundan böyle bana yardım edebilirsin. Şimdi şu bir çuval buğdayı al,nehrin karşı tarafında ki değirmene tek başına götür.”demiş. Yavru at nehrin karşı tarafına tek gideceği için çook mutlu olmuş. Sevinçle sırtına yüklenmiş çuvalı,bir o yana bir bu yana,salına salına şarkılar mırıldanarak gelmiş nehrin kıyısına. Gelmiş gelmişte nehrin kıyısına,bakmış nehrin suyu hızlı hızlı akıyor,bir o yana bir bu yana vurarak ses çıkarıyor, aniden durmuş,düşünmeye başlamış. Hımmm,demiş nehir acaba ne kadar derindir ki? Hem sırtımda bu koca çuvalla acaba karşıya geçebilir miyim ki?Bir yandan bunları düşünürken etrafına şöyle bir göz gezdirmiş. O sırada kendisinden çokta uzakta olmayan,otların arasında karnını doyuran,koca bir inek görmüş. Koşarak yanına yaklaşmış ve ineğe sormuş.

“Affedersin inek amca şimdi şu nehrin karşısına geçmem gerekiyor,ambara gideceğim. Nehir ne kadar derindir ki? Hem sence ne dersin karşıya geçebilir miyim?”

İnek,otları yemeyi bırakıp,koca gövdesiyle taya doğru dönmüş ve gülerek: “Derin mi?derin değil değil. Korkma,bacakların kısa değilse,karşıya rahatlıkla geçersin.” Bunu duyan tay bacaklarına bakmış,çok iyi benim bacaklarım zaten kısa değil,nehrin karşı tarafındaki ambara sırtımdaki buğday çuvalını tek başıma götürebilirim. Teşekkür etmiş inek amcaya ve nehre doğru yönelmiş. Şarkısını mırıldana mırıldana,nehrin kenarına gelmiş,tam hazırlanmış karşıya geçecekken, küçük bir sincap koca gövdesi olan bir ağacın tepesinden inmiş ve “Dur dur tay kardeş ne yapıyorsun? Bekle,sakın nehrin karşısına geçeyim deme,nehrin suyu çook derin,su seni alır götürür.”demiş.

Yavru at şaşırmış kalmış,aklı bi güzel karışmış. Sincap vedalaşıp ağacın tepesine yeniden tırmanmış. Yavru at ise sincabın arkasından bakarak,kendi kendine,“Nasıl yani,inek amca bana nehrin suyunun derin olmadığını söylemişti. Şimdi de sincap bana nehrin suyunun çook derin olduğunu söylüyor. Anlamadım ne yapacağım ben şimdi. En iyisi gidip anneme sormak.”demiş. Annesinin yanına doğru yola koyulmuş. Anne at bakmış karşıdan yavrusu sırtında buğday çuvalıyla kendisine doğru geliyor,beklemiş yavrusunu olduğu yerde. “Ne oldu? Neden buğday çuvalı sırtında,onu değirmene bırakmayacak mıydın?”diye sormuş anne at.

Yavru at başlamış ağlamaya. “Tam nehirden karşıya geçecektim ki,biraz korktum, o sıra orada duran bir ineğe sordum,inek bana nehri geçebileceğimi söyledi. Tam nehrin kenarına gelip karşıya geçecekken bir sincap gelip nehrin karşısına geçemeyeceğimi,suyun beni alıp götürebileceğini söyledi. Ben de ne yapacağımı bilemedim.”demiş. Anne at “Hımm,ikisi de farklı şeyler söylemiş. Şimdi sen onun bunun dediğine bakma,aklını kullan,denemekten korkma,çözüm yolu ara,hem denemeden nasıl bilebilirsin ki?”demiş. Gel birlikte gidelim bakalım nehre,görelim su derin mi değil mi?

Birlikte nehre doğru yola koyulmuşlar. Nehre vardıklarında tay sırtında buğday çuvalı,ayağının önce tekini suyun içine daldırmış. Şöyle bir bakmış annesinin yüzüne,sonra da diğer ayağını koymuş suya. Gülümseyerek, “Aaa bu su,ne ineğin dediği kadar sığ,ne de sincabın dediği kadar derin. Bu su tam bana göre,yani karşıya geçebilirim ki. İyi ki de kendim denemişim yoksa nasıl bilebilirdim suyun karşısına geçip geçemeyeceğimi.”demiş.

Yavru at,o gün sırtındaki buğday çuvalını nehrin karşısındaki ambara güvenle,tek başına bırakmış. Sevinçle nehirden tekrar geçip,şarkılar söyleyerek annesinin yanına gelmiş. Bundan böyle tay ne zaman yeni bir şey yapacak olsa,kendisi deneyip o işi yapıp yapamadığına bakmış.

Nehir inek için sığ,sincap için derin,ikisi de kendi tecrübelerine dayanarak nehri tanıyorlar. Bu yüzden sevgili arkadaşım sen de bir işi denemeden bilemezsin. Denemekten hiçbir zaman korkma. Bak o zaman daha neler neler öğreneceksin.

Start typing and press Enter to search

Skip to content