Kaktüsler de çiçek açar, Peki ya masallar?

Print Friendly, PDF & Email

Her pencere kenarında vardır bir minyatür saksı içinde ekilmiş, minicik ama asil haliyle duran bir kaktüs.

Son yılların modası haline gelmiştir bu dirençli bitkiyi yetiştirmek. Fotoğraflarda kompozisyon içine alınır illa ki, ya bir kitap yanında ya da kahve fincanın ardında. Belki bu kadar popüler olması bir amaca hizmet ettiğindendir. Alır kötü enerjiyi alternatif tıpçılara göre, radyasyonu topladığı rivayet edilir taraflarınca. Gelenekselin, teknolojinin zararlarını temizlemesidir aslında bir bakıma. Bu masalları da hatırlatmadı mı size?

Masallar da değil midir, popüler dünyaya direnen, gelenekselliği ile bizleri köklerimizden kopmamıza engel olan. Bununla bitmez benzerlikleri.

Dirençlidir dedik; dayanıklıdır bir kaktüs, fazla suya, yağmura gereksinim duymaz Bakım ister elbet, ilgi bekler. Bir masalı yaşatmak, kahramanlarının elinden tutup gökyüzünde yolculuğa çıkmak değil midir? Bir yağmur bulutuna denk gelmek de vardır bu yolda. Olmasa da olur bir damla su, anlatıcının kattığı değer ile vardır masal. Onun deneyimleri olur dinleyenlerin yüreğinde bıraktığı kocaman bir iz. Yaşar böylelikle aktarıla aktarıla. İlgi bekler masal her gönülde, her dilde…

Dikenleridir ilk akla gelen kaktüs denildiğinde. Sanıldığı gibi hepsi de ele batan, can yakan değildir aslında ama…Dikenleri bir kaktüs için “Benden uzak dur” demektir, kötü niyetli insanların avuçlarının arasındayken. Belki de “Diken gibi dilin var.”dır kimi zaman. Anla ve yumuşat gönlünü artık çığlığıdır. Ve belki de en değerlilerinizin elindeyse kaktüs, “Kimse sana dokunmasın.” anlamı taşır onlara uzanan. Bu dikenli hali, masalların zıtlıklarıyla nasıl da benzerdir. Masallar da can yakar kimi zaman. “Bu kadar da olmaz” dediğimiz kurgularla karşımıza çıkar oturur, o sivri diliyle; güzeli çirkini, iyiyi kötüyü soğuk soğuk vurur yüzümüze. Ağustos’ta kar beklemektir o an ulaşmak üç elmaya. Olay çözülmemiştir ve dinleyiciyi sarar bir korku. Bu aslında masalın “Bana Dokunma” deme şeklidir. “Öz’ümü değiştirme sakın! Aç gözünü ve gerçekleri gör.” diye seslenmesidir bizlere. Yerçekimine karşı koyarcasına ilerler. Düğümler çözülür. Sıcak bir sevgi kaplar sonunda düşünce üç elma. İşte bu varmaktır çiçekli bahçeye. Etrafı mis kokular sarar. Masal çiçek açmıştır. Kaktüsler gibi…

Evet, biliriz hepimiz, kaktüsler her zaman çiçek açmaz. Sevildiyse, dikenlerine rağmen ilgi gördüyse, güneşle tanışmış, ve köklerine kadar ısındıysa, kaktüsler de elbet çiçek açar işte tıpkı masallar gibi….

Start typing and press Enter to search

Skip to content