MEHMET HAN VE RÜZGAR DEV

Print Friendly, PDF & Email

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde Kaf Dağının uzağında ülkelerden birinde bir padişah yaşarmış. Ülkesini adil ve merhametli bir şekilde yönetmiş ve nihayet ömrünün sonuna gelmiş.

Ömrü dolduğu ve ölmek üzere olduğu için oğlunu, vezirlerini yanına çağırmış. “Vasiyetimdir, oğlum mezarımın başında üç gün bekleyecek ve benim azılı düşmanımı öldürecek ondan sonra benim tahtıma oturacak. Aksi halde aranızda yapacağınız bir seçimle yeni padişahı seçin” demiş ve ölmüş.

Herkes şaşkınlıkla genç şehzadeye bakakalmış. Cenaze merasiminden sonra padişahı defnetmişler. Birinci gece genç şehzade babasının mezaı başında nöbet tutmuş ve korkunç bir ses duymuş. Tamda sabaha karşıymış. Hemen sesin geldiği yöne bakınca bir de ne görsün. Burnundan alevler püskürten, kocaman kanatlarını açınca şehrin üstünü örten bir ejderha. Yanında da kocaman bir dev.

Hemen kılıcın sarılmış ve ejderhayı öldürmüş. Ancak rüzgar dev kaçmış. Ardından attığı ok rüzgar devin omuzuna saplanmış ve onu yaralamış ama durdurmamış.

Daha sonra ejderhayı öldürdüğünü gösterip ispatlamak içinde tırnağını yada dişini sökmek istemiş Ancak ejderha ile mücadele ederken babasının mezarındaki tüm mumlar ve şamdanlar söndüğü için zifiri bir karanlık oluşmuş. Ejderhadan diş yada tırnak alamayınca etrafta bir ışık aramak için yola düşmüş. Hem ışık bulacak, hemde rüzgar devi yakalayacakmış. Uzakta ölgün yanan bir ışık görmüş. Hemen o tarafa doğru koşmuş.

Birde ne görsün nehir kıyısında bir ev ve içerde bir ihtiyar adam. Elinde biri beyaz diğeri siyah iki kocaman yumak. Siyah yumağı sarıp durmakta. Selam vermiş ve sormuş. “sen burda ne yapıyorsun” “Gece ve gündüz yumaklarını sarıyorum. Şimdi gece olduğu için onu sarıyorum. Yumak bitmeye yakın gün ağarmaya başlar, bende beyaz yumağı sararak gündüz olmasını sağlarım.” Demiş.

Genç şehzade “Amca gecenin devam etmesi lazım. Çünkü en rüzgar devi yakalamak zorundayım kusura bakma” demiş hemen ihtiyarın elini kolunu bağlamış ve oradan uzaklaşmış. Böylece gece olduğu yerde durmaya başlamış. Tam ihtiyarın yanından ayrılacakken ihtiyar adam “Rüzgar Dev kaf dağının ardındaki şehire bir günlük yoldaki kuyunun içinde, kendi sarayında saklanır oğul. Kaf dağına gidebilmen için güneş doğarken, şu ormanın çıkışında bulunan demir dağın doruğundaki anka kuşunun sırtına o uyurken binmen lazım. O seni götürür” diyerek rüzgar devi nerede bulacağını söylemiş.

Böylece genç şehzade gece gündüz yumaklarını saran ihtiyarın söylediği gibi güneş doğarken demir dağın doruklarına çıkarak anka kuşunu beklemeye başlamış. Nihayet anka kuşu gelip demir dağın doruğuna konmuş ve her gece yaptığı gibi üç kez ötmüş.

Tam bu sırada genç şehzade anka kuşunun ayaklarından birinin üstüne oturup belindeki kuşakla kendisini kuşun ayağına sıkıca bağlamış. Sonra aniden kuş havalanıvermiş. Uçmuş uçmuş nihayet kaf dağının ardındaki şehrin hemen yakınındaki tepelerden birine konuvermiş. Yine üç kez ötmüş. Bu sırada genç şehzade kuşun ayağına bağlı olan kuşağını çözmüş ve ayrılmış kuştan.

Şehre doğru yürümeye başlamış ve tam da ihtiyarın dediği gibi kuyunun yerini bulmuş. Sonra başlamış kuyudan aşağı inmeye. İnmiş inmiş inmiş. Nihayet kuyunun dibine gelince bakmışki bir yol. Düşmüş o yola.

Uzun süre yürüdükten sonra kocaman kapısı ardına kadar açık bir eve gelmiş. Ancak eve bakabilmek için kafasını kaldırdığında geriye doğru iyice eğilmesi gerekmiş. Bu yüzden başındaki şapkası düşmüş.

Eve girmiş, kocaman bir masa, ocak, üzerinde bir kazan, masanın üzerinde kendi boyunun üç dört katı büyüklüğünde ekmekler filan varmış. Genç şehzade evi gezerken birden çok garip homurtular duymuş. Diğer odaya geçince Rüzgar devin bu odada kocaman bir yatakta derin bir uykuda uyuduğunu görmüş.

Sessizce yanına yaklaşmış oracıkta bulduğu kalın bir urgan iple rüzgar devi yattığı yatağa sıkıca bağlamış. Göğsüne çıkıp kılıcını çekmiş ve burnunun ucuna vurmuş. “uyan bakalım Rüzgar Dev” diye bağırmış. Rüzgar dev uyanınca genç şehzadeyi gözlerinin önünde görüvermiş. Sonra öfke ile doğrulmak için hareket etmiş ancak elleri ayakları bağlı olduğu için yerinden kalkamamış. Sarsıntı esnasında Genç şehzade rüzgar devin göğsünde ayakta durmakta zorlanmış.

Sonra sormuş Rüzgar Dev “Ne istiyorsun? Ejderhayı öldürdün, beni demi öldüreceksin?” demiş. Genç şehzade “Hayır ben öldürmek için gelmedim. Seninle bir anlaşma yapmaya geldim. Bana söz vereceksin ve bir daha şehrimize gelmeyeceksin. Sen kendi diyarında huzur içinde bizde kendi şehrimizde huzur içinde yaşayacağız. Anlaşmayı bozarsan şimdiki gibi seni bağlar ve bu sefer o söylediğini yaparım” demiş.

Rüzgar dev yalvarmaya başlamış. “Benim aklımı ejderha çeliyordu. İnsanlar bizden çok korkuyorlar gel gidelim onları korkutalım, sonra yiyeceklerini çalarız, karnımızı bedava doyururuz diyordu” demiş.

Genç Şehzade başkalarına zarar vermenin çok kötü olduğunu söylemiş Rüzgar Deve. Sen burada kendi dünyanda çalışıp çabalayarak kazandığında karnını doyurabilirsin.” Demiş.

Rüzgar dev bir daha Genç Şehzadenin şehrine gelmeyeceğine dair söz vermiş. Şehzade Rüzgar devi bağladığı masadan çözmüş ve “şimdi beni, bizim diyarımıza geldiğin yoldan çıkar bakalım” diyerek Anka kuşu ile geldiği yolu Rüzgar devin omuzunda kısa sürede almış.

Demir dağın yanında ayrılmışlar. Rüzgar dev bir daha çıkmamak üzere yer altındaki inine inmiş. Genç şehzade de gece ve gündüz yumağını bağlayıp çözen ihtiyarın yanına gelmiş hemen. İhtiyar üzüntü ile “Nerde kaldın oğlum herkes uyumaktan yoruldu, gündüz yumağını sarmanın vakti çoktan geçiyordu neredeyse” diye çıkışmış.

Genç şehzade hemen ihtiyarın ellerini çözmüş yumaklarını önüne vermiş ihtiyar beyaz renkli gündüz yumağını sarmaya başlayınca hava aydınlanmaya başlamış.

Genç Şehzade hemen babasının mezarına gelerek daha önce öldürdüğü ancak dişini sökemediği ejderhanın dişini sökerek onu öldürdüğünü ispatlamak üzere yanına almış ve doğruca şehre gelmiş. Sarayda herkes merakla bekliyormuş. Genç şehzadenin elinde bir ejderha dişiyle gelmesi ve herkese bunu göstererek “Şehrimizi rahatsız eden ve insanlarımıza eziyet eden ejderha ile rüzgar deve derslerini verdim. Artık herkes rahat rahat yaşayabilir” demiş.

O günden sonra genç şehzade babasından devraldığı ülkeyi adalet, doğruluk ve iyilik temelleri üzerinde yıllarca idare edip gitmiş.

Bu masalda burada bitmiş. Evet Çocuklar bir sonraki masalımızda Kaf dağı masallar ülkesinde buluşmak üzere hoşçakalın.

Start typing and press Enter to search

Skip to content