
Merhaba,
Sevgili Masal Dostları,
Bir masalı anlatmaya başlamadan önce, derin bir nefes alır, dilimizi hazır eder, gönlümüzü açarız. Çünkü biliriz ki masal, yalnızca kelimelerden ibaret değildir; içinde nesillerin biriktirdiği hikmet, toplumların yoğrulduğu kültür ve insan ruhunun derinliklerinde gizli kalmış sırlar vardır. Biz, “Masal Dergisi” olarak bu sırrı kuşaktan kuşağa taşımak, anlatıcılığın hem estetik hem de eğitsel yönlerini koruyarak günümüze ulaştırmak için yola çıktık.
Bu satırlarla yeni sayımızı sizlere duyurmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Her yeni sayı bizim için, masal yolculuğunda açılan yeni bir kapı, yeni bir menzil, yeni bir nefes anlamına geliyor. Hazırlık sürecinde biraz zorlansakta her yeni sayıyı ortaya çıkarmak hem yorgunluğumuzu, hem de tüm sıkıntıyı alıp götürüyor. Ortaya çıkan sayının sizlere ulaşmasıyla, bütün yorgunlukların nasıl da tatlı bir huzura dönüştüğünü görüyoruz.
Bu sayımızda masal anlatıcılığı eğitimlerine ve masal anlatıcılığına değinen bir makalemizi bulacaksınız.Bugün masal anlatıcılığı, bir yandan büyük bir ilgiyle yeniden keşfedilirken, diğer yandan bazı sorunlarla da karşı karşıya. Öncelikle, masalın yalnızca çocuklara ait bir tür olduğu yönündeki yanlış kanı, hâlâ zihnimizin derinlerinde dolaşıyor. Oysa masal, insan hayatının her evresine seslenir.
Çocuk masaldan hayal kurmayı, yetişkin masaldan tecrübeyi, yaşlı masaldan hatırlamayı öğrenir.
Bir diğer önemli mesele ise, masalın salt bir eğlence aracı olarak görülmesi ve eğlenceyle sınırlandırılmasıdır. Evet, masallar güldürür, düşündürür, heyecanlandırır. Ama masallar yalnızca bir “oyalanma” aracı değildir. Toplumun ortak hafızasını koruyan, kültür kodları ile tarihi süreç içinde gelişen, güzelleşen ve toplum hafızasına yerleşen, insanlara kimlik ve aidiyet kazandıran, hatta toplum içindeki bireylerin psikolojik gelişimine katkıda bulunan çok yönlü bir eğitim aracıdır.
Bugün teknoloji ve buna bağlı olarak hız çağındayız. Bu çağda masalın yavaşlığı da bir sorun olarak görülüyor. Dijital çağın kısa videoları, hızlı tüketilen içerikleri, bir dakikaya sığdırılan hayatlar… Bütün bunların karşısında masal, sakin bir akış, uzun bir yolculuk olarak görülüyor. Oysa tam da bu sebeple masal, modern insanın içine düştüğü handikaplardan çıkışına bir basamak, buhranlarına derin bir nefes, muzdarip ve tatminsiz ruhuna şifa olabilir. Maalesef böyle süylüyorum. Çünkü hepimiz hızlı yaşarken hayatımızdaki derinliği ve dinginliği kaybediyoruz. Masal ise bizi ruhumuzdaki derinliğe çağırıyor. Bu çağrı bizi kendimize getirmek için kelimenin derinliğine ulaşmamızı, hikâyenin derinliğinde nefes almamızı, insanın derinliğinde hayata farklı bir pencere açabilmeyi gösteriyor.
Bir başka problem, masal anlatıcılarının yeterince yetiştirilememesi. Masal anlatıcılığı, yalnızca güzel sesle okumak ya da dinleyiciye ulaşmayan metodlar içinde boğulup, sözde modernize ederek, çeşitli enstrüman veya aksesuarlarla seslendirmek değildir. Bir masal anlatıcısı, yaşadığı toplumun kültür kodlarının ve hafızasının taşıyıcısıdır; sesiyle, sözüyle, tavrıyla bir hafızayı aktarır. Ancak günümüzde masal anlatıcılığına dair eğitim programları henüz istenilen ölçüde doğru bir şekilde anlaşılabilmiş değil. Bu nedenle de masal anlatıcılığı, kimi zaman yüzeysel sunumların gölgesinde kalıyor.
Masal, aslında en kadim eğitim yöntemlerinden biridir. Bir masal anlatıcısı, yüzyıllar boyunca çocuklara değerleri, iyilik ve kötülüğü, cesareti ve sabrı masal yoluyla öğretmiştir. Bugün eğitim bilimi de masalın gücünü yeniden keşfediyor. Çocuğun kelime hazinesini geliştirmesi, problem çözme becerilerini artırması, duygusal zekâsını zenginleştirmesi… Bunların her biri masalın sunduğu katkılardır.
Ama masal yalnızca çocuklar için değildir. Yetişkinler de masaldan beslenir. Masal, yetişkinin hayal gücünü diri tutar, ruhunu gençleştirir, bazen de unutulan değerleri yeniden hatırlatır. Tasavvuf geleneğinde anlatılan menkıbeler, halk arasında dolaşan efsaneler, aslında birer masal biçimi değil midir? Yetişkinin kalbini eğitir, aklını besler, ruhunu dinginleştirir.
Burada çok daha önemli bir hususu da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Allahın yeryüzüne, peygamberi vasıtasıyla indirdiği kitab olan Kur’an-ı Kerim’de geçmiş kavimlerin kıssaları ayetlerle anlatılır. Bu ayetlerin diziliş formlarını incelediğimiz zaman karşımıza çok şaşırtıcı bir gerçek çıkıverir. Evet Rabbimiz bize hikaye dilini kullanarak geçmiş kavimlerin başına gelenleri kıssalar halinde anlatır anlatır. İbret almamız, eğitilmemiz, bilgi sahibi olmamız ve erdemi yakalamamız adına.
Bu nedenle biz “Masal Dergisi” olarak, masalı hem çocukların hem de yetişkinlerin dünyasında ayrı bir yere koyuyoruz. Yazılarımızda, araştırmalarımızda, söyleşilerimizde bu bütüncül bakış açısını korumaya gayret ediyoruz.
Ve işte, bu gayretin yeni bir meyvesini sizlere sunuyoruz: Masal Dergisi’nin taptaze bir sayısı daha yayına girdi. Her derginin yaşaması, okuyucusuyla mümkün olur. Masal Dergisi’nin sayfaları ne kadar emekle dolarsa dolsun, sizlerin ilgisiyle değer kazanır. Bu nedenle sizlerden ricamız, dergimizi sadece okumakla yetinmeyip tavsiye etmenizdir. Bir dostunuza, bir öğrencinize, bir meslektaşınıza dergimizin linkini gönderin. Belki de bir masal, onun dünyasında yeni bir pencere açacaktır.
Masal Dergisi, sadece bir yayın değil; aynı zamanda bir gönül hareketidir. Masal anlatıcılarını, araştırmacılarını, öğretmenlerini, anne babalarını, kısacası masala ilgi duyan herkesi bir araya getirmeye çalışan bir buluşma noktasıdır. Bu buluşmanın daha geniş kitlelere ulaşması için sizlerin desteği çok kıymetli.
Masalın geleceği, onu nasıl yaşatacağımıza bağlıdır. Eğer masalı sadece nostaljik bir hatıra olarak görürsek, onun hayatla bağını koparmış oluruz. Ama masalı günümüzün diliyle, çağımızın ihtiyaçlarıyla buluşturabilirsek; işte o zaman masal, hem geçmişi hem geleceği kuşatan bir köprüye dönüşür.
Biz bu köprüyü kurmak için buradayız. Dergimizin her sayısında bu köprünün bir taşını koyuyoruz. Ve biliyoruz ki siz değer okurların ilgisi, önerileri, katkılarıyla bu köprü daha da sağlamlaşacak.
Sevgili okurlar
Her masal “Bir varmış, bir yokmuş” diye başlar ama aslında hep vardır. Çünkü masal, insanın olduğu her yerde nefes alır. Biz, bu nefesi canlı tutmak için çalışıyoruz. Siz de bu nefese ortak olun, masalın büyüsünü paylaşın.
Yeni sayımızın hepimize ilham vermesini, masal yolculuğunda yeni ufuklar açmasını diliyorum. Kalbinizdeki çocuğu uyandıracak, ruhunuzu hafifletecek, zihninizi besleyecek satırlarda buluşmak ümidiyle…
Masal dolu günleriniz olsun.
Yusuf Duru
Meddah / Masalbaz