NER(E)DE O ESKİ MASALLAR?…

Print Friendly, PDF & Email

Sahi nerede o eski masallar?

Tavan arasında, ya da evin altındaki gizemli bodrum katlarındaki kilerlere istiflenmiş sandıkların içinde mi kaldı?

Ya da rahmetli ninelerimizin cihaz(çeyiz, cehiz) sandığı olarak kullandığı sandıklarda saklımı kaldılar? Veya artık sürekli bir şeyler sorduğu ve çok konuştuğu için ne torunları, ne de zamane gelinleri tarafından kahrı çekilmeyen ihtiyar (kelime manası seçilmiştir aslında) dedelerin hafıza kıvrımlarında saklımı duruyorlar. Ortaya çıkmamak için üstün bir inat sergilemek pahasına.

Şimdilerde çeşitli isimlerle bazı programlar yapılıyor. Evet ismi ne kadar değişik ve enteresan olursa o kadar ilgi çekeceği zannedilen aktivitelere meze yapılıyor masallar. Öyleki anlatması ayrı bir sıkıntı, aktarması ve anlaşılması ayrı bir sıkıntı olan usul ve üsluplarla sözde masal anlatılıyor ve seyircinin, dinleyicinin üzerinde de metazori bir etki ile “nasıl güzel oldumu, güzel oldu demeyenlerin ağzına biber sürerim” tarzında bir yaklaşımla sözde iyi bir anlatıcı, iyi bir öğretici olduğu kanaatinin yerleşmesine çalışıyorlar.

Kim ne olursa olsun, kem kelam, kemalatı öldürür, kelam sahibinin cehaletini ortaya koyar. Adına ne derseniz deyin anlattığınız masaldır. Öyleyse lütfen üslubunu ve usulünü değiştirip, modern çağın kavram kargaşası içinde masalın özünü zedelemeyin, ruhunu incitmeyin. Bırakın olduğu gibi kalsın. Sade, yalın ve anlaşılır diliyle, anlatanı da dinleyeni de mest eden konu bütünlüğü ve kurgu mantığıyla uçursun, ayaklarımızı yerden kessin. Aksi halde bu zehirli usul ve üslup önce anlatanın sonra da dinleyenin başını yiyecek. Masal, masal olmaktan çıkacak, anlatan da masal anlattım diye göğsünü geremeyecek.

Bizim masallarımızdaki sadelik ve ruhu dinlendiren tınıları kaldırmak akıl kârı değil. Evet masal bir terapi aracıdır, ancak terapinin kendisi değildir. Çocuklara her şeyi masalla anlatabilir misiniz? Evet, ancak her şeyi masalla öğretmeye kalkarsanız o zaman dünyalarındaki algı eşiği ile oynamış olursunuz. Çünkü masal bir öğreti metodudur ama doğru ve dozunda kullanıldığı zaman bir öğreti metodudur. Aklınıza gelen her şeyi masala öğretmeye ve onu motomot bir eğitim aracı olarak kullanmaya kalkarsanız bir yerden sonra çıkınında sermayesi tükenen kötü pazarcı gibi tezgahınız boş kalacaktır.

Yetişkinlere masalla cinsel terapi başlığı açılıyor. Zaman zaman çeşitli sosyal medya platformlarında görüyor, karşılaşıyoruz. Yeni pes doğrusu demekten kendimi alamıyorum. Bu nasıl bir yaklaşım ve nasıl bir ticari kaygı kafasıdır ki, masal başlığıyla cinselliği aynı kazanda kaynatıp dinleyiciye sunacaksınız. Problemleri masalla çözmeyi vaad ederek ailelere yönelik kamplar yapıp bu kamplarda ateş etrafında toplanarak eşler arasındaki problemleri masalla nasıl çözmeyi düşünebiyorlar bu işi yapanlar anlamakta zorlanıyorum.

Tamam bu tarz kamplar yapılabilir, uzman hekimler, psikologlar ya da psikaytrlar bu konuda destek olabilir, bilgilerini, birikimlerini eşlere aktarabilirler. Yaşanan problemlerin çözümü ile ilgili aldıkları eğitim gereği ihtiyaç sahiplerine yardımcı olabilirler ama adına masal demeyin bari olmaz mı? Ya da Masalla “bilmem ne terapisi” demeyin. Bu “bilmem ne” vurgusunun içini siz doldurun.

Bırakın masalı, asırlardır anlatıla gelen sade, temiz ve anlaşılır üslubuyla anlatmaya devam edelim, anlatacaklara, anlatmaya gönüllü olanlara da o şekilde tertemiz bir miras olarak ulaştıralım. Gerisi kendiliğinden hallolur zaten. Herkesten farklı görünmek için yapmacık ses tonları, zoraki gülümsemeler, göstermelik samimiyet, boş bilgi ve temeli olmayan birikimlerle insanların kafasını, gönlünü bulandırmaya gerek yok.

Start typing and press Enter to search

Skip to content