AHŞAP KOKULU MASALLAR

Print Friendly, PDF & Email

Ahşap bir evde büyüdüm ben, küçücük ve içine dünyaları sığdırabilen maharetli evlerden.

Küçücük bahçesine de türlü otları,rengarenk mis kokulu gülleri,çiçekleri,yemişli dalları,yeşil soğanları,naneleri… sığdırabildiği gibi.

Herkes herkesin çocuğuydu,her sofra da herkesindi.Aynı bulgura sallanırdı kaşıklar,herkesin çayının demi aynı olduğu gibi.

Ahşap bir evde büyüdüm ben, kapıları kilitlenmeyen sokaklarda.

Halı dokurdu analarımız…Pek de göz hizasında konuşmazlardı bizimle büyüklerimiz ama öylesine bilirdik ki sevildiğimizi.Kirkit seslerinin içinde oynardık yedi kiremit,saklambaç,topaç…Sokağa yiyecekle çıkamazdık,çıksak da arkadaşlarımız için de sürülürdü ekmeğe salça,bir köşeye oturur yerdik keyifle.Kırıntılardan serçeler karıncalar alırdı payını.Ayda yılda bir araba geçen dar sokaklarımızda oyunlara dalardık yine.Ne çok boş arazi vardı o zamanlar.Ne çamaşır ın makinesi vardı,ne bulaşığın…Elimize alıp saz gibi tuttuğumuz süpürgeler vardı bir de.

Ahşap bir evde büyüdüm ben,kapıları hiç kilitlenmeyen…Bir de düşlere aralanan kapılarımız vardı,masallar…Büyüklerimiz hep masal söylerdi bize,içinde develer de vardı cüceler de,canavarla mücadele eden Keloğlan da…Psikolojimiz falan da bozulmazdı öyle.Dili dönen herkesin bir masalı vardı.Hâyâl ederdik, düşünürdük,acaba şöyle yapsa ne olurdular geçerdi aklımızdan…En güzeli de iyiler kazanırdı hep.

Bereketli zamanların çocuğuyduk biz.Radyodaki türkülere eşlik eder,arkası yarınlara kulak kabartir ve yarın olan arkasında da orada olurduk sözümüze, merakımıza en sadık hâlimizle.

Tatillerde ninelerimizin evine,köyüne giderdik.Dizlerine uzanırken,saçlarımız okşanırdı bir yandan. Kuzineden gelen odun sesleri,tavana vuran kızıllık,pişmekte olan patates hatta balkabağı kokusu…Arabaya dönüşmezdi bizim balkabaklarımız… Masallar,maniler rutinimizde vardı.

Sonra sustu ninelerimiz…Bilinmeze gittiler başımızı yasladığımız dizleriyle,çocukluğumuzda bıraktığı izleriyle,hamurlu elleriyle, manili masallı dilleriyle uğurladık onları…Bir vakit sonra durdu kirkit sesleri…Kente dönüştü top oynadığımız sokaklar…Tabaklar ayrı kondu sonra…Makineler girdi evimize her çeşit…Birbirinden akıllı telefonlar aldı aklımızı…

Hayal etmeye ihtiyacı kalmadı kimsenin,başkaları hâyâl edip sunuyordu ne gerek vardı(!)

Masallar değişti ilkin,

Dertler değişti,

İhtiyaçlar değişti…

Sandık ki masal dinlemeden de büyüyor çocuklar…

İşte öyle değildi kazın ayağı…

Eski bir söylence gibi gelen o masalları anlatmanın,dinlemenin,dinletmenin tam da vakti.

Özenli bir çeyiz sandığı gibi atalarımızdan teslim aldığımız bu emanetin gerçek sahipleri için açılmasının tam zamanı.Zira iyiye,iyiliğe,iyiliğin kazanacağına dair şüphe yoktur masallarda.

Ahşap bir evde büyüdüm ben,masallarla,manilerle,ninnilerle…İyi ki…

Start typing and press Enter to search

Skip to content