KORKUYU ARAYAN KÜÇÜK KIZ

Print Friendly, PDF & Email

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken eski hamam içinde. Pır pır eder pır eder, kanatları tur eder. Damdan dama atladım, cebime leblebi sakladım. Koştum geldim kale dibine su doldurdum kırbanın içine. Kırba delik su damlar, bizim köyde birbirine çok yakın olur damlar. Olmadı bulmadı ocak neden yanmadı. Duman tüter tozunan, yemeğin tadı tuzunan. Anam tuzu salladı, babam yemeğin suyuna ekmek bandı. Sofra tamam, lezzetli taam, ben de size bir masal anlatam.

Bundan uzun zaman evvel, Kaf dağının uçsuz bucaksız ormanlarından birinin en kocaman ağaçlarının olduğu yerinde bir köyde bir ormancı, hanımı ve küçük kızı yaşarlarmış.

Ormancı her sabah ormandaki işine gidermiş. Onun işi odunculukmuş. Kaf dağındaki evlerin, köşklerin, sarayların mutfaklarında ya da şöminelerinde yakılmak üzere artık ömrünü tamamlamış, kurumuş, yaprak açmayan, meyve vermeyen ağaçları bulup, onları odun haline getirip kesmekmiş.

Babası ormandaki işine gidince küçük kızı ile annesi evde başbaşa kalırlarmış. Annesi evi temizlerken, küçük kızda tavukları yemler, koyunları besler, inekleri ahırın dışına çıkarır, otlağa salar, kuzularla oynaşırmış.

Bu küçük kızın bir özelliği varmış çocuklar. Korku nedir hiç bilmezmiş. Bazen annesi evi temizlerken pencereden içeri giren çekirgeyi görünce aniden irkilir ve korkarmış. Bu sırada “Aman ne çok korktum” dermiş.

Bunu duyunca küçük kız hep hayret edermiş. Bu korku nasıl bir şeydir acaba diye.

Ormandaki babasına yemek götürmeye çok küçük yaşlarda başlamış. Yüksek ağaçların olduğu ve güneş ışıklarının çok az girdiği orman haliyle gün ortasında bile biraz daha karanlık olurmuş. Ama bizim küçük kız bundan hiç korkmazmış.

Hatta bazen karşısına çıkan orman hayvanlarını severmiş. Onlarda bu küçük kıza alıştıkları için hiç korkmazlar ve kaçmazlarmış. Küçük kız da onlara yardım eder, onları çok severmiş.

Bir gün bir kaplan yavrusunu bir tuzaktan kurtarmış. Bir başka gün ters dönmüş bir kaplumbağayı düzeltmiş. Sonra bir avcının kurduğu tuzağa yakalanmış olan kocaman bir papağanı o tuzaktan kurtarmış. Tuzaktan kurtulmak için çırpınırken yaralanmış olan kanadını annesinin yardımıyla tedavi etmiş.

Kendi başına ormana gider saatlerce yürür, hatta zaman zaman ormanın içinde geceler, ağaçlara tırmanır, suların çıktığı yerleri bilir, yabani yemişleri toplar onlarla karnını doyururmuş. Ancak korku nedir bilmediği için orman onu hiç korkutmaz aksine çok rahatlatırmış. Çünkü insanlardan uzaklaştığı ve kendi başına kaldığı için ormanı çok severmiş.

Ormandaki hayvanlarda küçük kızı tanıdıkları ve çok sevdikleri için o işlerini bitirip evin önüne oynamaya çıktığı zaman hemen etrafına toplanırlar ve onunla oyunlar oynarlarmış. Küçük kızda onlara sorarmış hep. Korku nedir? İçinizde bileniniz var mı? Ya da bana öğretecek olanınız. Hayvanlar zaman zaman ani hareketler yaparlar, birden karşısına çıkarlar, arkasından sessizce yaklaşarak haberi olmadan hızlıca başının üstünden atlarlarmış ama küçük kız hiç korkmazmış bunlardan.

Babası da annesi de bu durum karşısında üzülürler ve kızlarının başına bir şey geleceğinden korkarlarmış.

Bir akşam yemek esnasında babası ormanda başına gelen bir olayı anlatmış.

“Bugün kurumuş ağaçların olduğu ormanın derinliklerinde bir yere gitmiştim. Orada odun kesip hazırlayacaktım. Yukarı köydeki köşkün sahibinin adamları da gelip alacaklardı. Tam odunları kesmeye başladığımda bir de ne göreyim. Kocaman bir kaplan öylece bana bakıyor. Çok korktum.”

Küçük kız heyecanla dinlerken yine korktum sözünü duyunca şaşırmış. Babasına hemen sormuş. “Baba bu korku nedir, nasıl bir şeydir?” babası da annesi de gülmüşler ve büyüyünce öğrenirsin demişler. Ancak küçük kız kendi kendine ben şimdi öğrenmek istiyorum demiş. Ertesi sabah babasının bahsettiği kuru ağaçların olduğu ormanın derinliklerine doğru giderek korkuyu aramaya karar vermiş.

Sabah erkenden kalkmış. Henüz hava yeni aydınlanmadığı için herkes uyuyormuş. Sessizce evden çıkmış, yanına bir miktar ekmek almış ve başlamış yürümeye.

Babasının her zaman gittiği yoldan ormanın derinliklerine doğru ilerliyormuş. Daha önce hiç görmediği bu yerlerin ne kadarda güzel olduğunu gözleriyle görünce çok şaşırmış.

Nihayet ormanın kuytu köşelerinden birine geldiğinde karşısına ormanın bilge leoparı çıkmış. Renkleri ve derisi o kadar güzelmiş ki, küçük hız hemen bilge leoparı sevmek üzere yanına yaklaşmak istemiş ama bilge leopar daha önce onu hiç görmediği için hemen gözlerini kısmış ve hırıltılı bir sesle “Yaklaşmaaaa” demiş.

Küçük kız gülümseyerek “Ama ben bu ormanın hemen kıyısında büyüdüm. Yani komşu sayılırız. Burası senin evin sanırım. İnsan misafirine böylemi davranır.” Demiş. Sonra cebine aldığı ekmekten bir miktar bilge leopara uzatmış. “al demiş bak sana ekmek vereyim.”

Bilge Leopar küçük kızın bu sevimli haline daha fazla dayanamamış ve ekmekten bir lokma ısırdıktan sonra kükremiş. “Ben seni tanıyorum. Sen şu oduncunun kızısın. Ne o yolunu mu kaybettin.” Diye sormuş. Küçük kız “Hayır ben korkuyu arıyorum. Korkuyu öğrenmek istiyorum” demiş.

Bilge leopar kükreyerek gülmüş ve “Korku seni bulur merak etme, hadi şimdi anne ve babanı merakta bırakma seni evine götüreyim yoksa ormanda kaybolursun” demiş.

Bilge leopar ve küçük kız yan yana yürürlerken, küçük kızın hiç beklemediği bir anda ormanın en şamatacı ve şakacı hayvanlarından biri olan Şempanzeler önlerine atlayıvermişler. Bilge Leopar öfkeyle “Ne yapıyorsunuz?” diye kükremiş ve korkuyla dört ayağının üzerinde sıçrayarak yana kaçmış.

Tamda bu sırada küçük kızında kalbi hızla ve korkuyla çarpmasın mı?

Küçük kız “Aman çok korktum ne şamatacı şeylersiniz siz” diyerek şempanzelere kızmış.

Bilge Leopar gülümseyerek mırıldanmış. “Ne dedin, korktun mu?”

Küçük kız. Elini kalbinin üzerine götürerek “Evet. Kalbim çok hızlı çarpıyor. Demek ki korku böyle bir şeymiş” diye sevinerek Bilge leoparın boynuna sarılmış, şempanzelere teşekkür etmiş ve zaten evlerinin olduğu yere de yaklaştıkları için koşarak annesine ve babasına korkuyu öğrendiğini haber vermeye gitmiş.

Bu masalda burada bitmiş.

Start typing and press Enter to search

Skip to content