İÇİMDEKİ SEN

Print Friendly, PDF & Email

Yazan : MELİKE KÖSE

Gözümü kapattım ve açtığımda yüreğimin derinliklerinde bir boşluk hissettim. Ne kadar süre geçmişti sen ameliyata gireli zaman bu kadar hızlı mı işliyordu. Başımı kaldırıp saate baktığımda dört saat geçtiğini anlamıştım. Ne zaman çıkacaksın dışarıya hadi ama bak kapının ardında seni bekliyorum dedim kendi kendime. İçim ürperdi birden şeytan mı yokladı ne.

O sırada ameliyathanenin kapısı açıldı yakınları dedi bizim akrabalar gittiler hemen. Doktorlar her şeye hazırlıklı olun dedi meğerse o sıra aslında içeride ölmüşsün sadece o an söyleyememişler çok sonradan öğrendim. Şöyle bir düşününce Hayatım boyunca hiç bu kadar dua ettiğimi hatırlamıyorum. İçimden sürekli Allah’ım ne olur ölmesin ona bir şey olursa ben onsuz yaşayamam deyip duruyordum. Zaman akmaya devam ediyordu içimde anlamlandırmadığım bir his var ama ne bilmiyorum bir türlü doğru kelimeyi seçemiyordum.

Kapı tekrardan açıldı ve işte çocukluğumu bitiren kelimeler doktorların ağzından döküldü. Başınız sağ olsun. Daha önce hiç bir yakınını kaybetmemiş birinin bir anda en yakınını kaybetmesi bu durum oldukça zor olmalı diye düşünmeye başladım. O içimde anlamlandırmadığım bir his var diyordum ya çözüme kavuştu sonunda. Kocaman bir boşluk var ama öylesine sızlıyor ki sanki birisi kalbimi yerinden söküp almış da ayağının altında eziyor çiğniyor gibi nefes almak istiyorum ama nasıl alınacağını bilmiyorum içimde bir yerlerde nefesimi bulmaya çalışıyorum.

O durmak bilmeyen zaman sanki benim için ağır çekime geçmişti. Gözümün önüne ameliyata girerken sarıldığımız , beni öptüğün ,birlikte ağladığımız an geldi bilemezdim ki senin bana son vedan olduğunu. Şimdi ise morga gidiyorsun ne kadar garip. Beni bırakıp nasıl gidersin ben şimdi nasıl eve gideceğim diye içimden sitem ediyordum hastaneden ayrılırken son kez dönüp baktım ve başladı kafamda senaryolar dönmeye. Benim yüzümden mi oldular ile başlayıp ardından gelen keşkelerle devam etti.

Eve girdiğimde etrafımda olan herkes olan her şey o kadar anlamsız ve boş geliyordu ki ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum sürekli birileri gelip sırtımı sıvazlıyordu. Kuytu köşe yerlerde ağlayıp gözyaşlarımı silip toparlanıyordum kendimi o kadar sıkıyordum ki güçlü durmaya çalıştıkça kalbimin buz kesmeye başladığını da hissediyordum.

Sabah saatlerinde okunan o sela hiç bu kadar yüksek sesli ve net duyulmuyordu ta ki bu zamana kadar bide üstüne caminin megafonundan senin ismini duyunca biraz daha neyin ne olduğunu anlamaya başlıyordum. Hani demiştim ya ameliyata girerken senin bana son vedandı diye şimdi ise benim sana son vedama geldik. Cenaze yıkama aracına girdiğim an neye uğradığımı şaşırdım fazla geliyordu bana hem de çok fazla bu kadarını da kaldıramam diyordum ama bir şekilde dayanıyordum. Seni son kez gördüm seni son kez öptüm.

Şimdi ise üzerine toprak atıyorlar neden hâlâ bu yaşananlar bana gerçek gelmiyor sanki çıkıp gelecekmişsin gibi. Seni bir daha hiç göremeyecek olmak ne de adi bir düşünce. Sadece izliyorum seni nasıl gömdüklerini sadece düşünüyorum on iki yaşımda neden beni bırakıp gittiğini sadece yakarıyorum şimdi ben sensiz ne yapacağım anne diye. Benim çocukluğum seni toprağa verdiğim gün bitti anne. Ama tek biten çocukluğum olmadı senin gidişinle bende bittim bende gittim anne.

Start typing and press Enter to search

Skip to content