KALBİNDEN DUY BENİ

Print Friendly, PDF & Email

Okulun ilk günüydü.

Aylardan eylüldü.

Ağaçların yaprakları sarı, kızıl gibi göz alıcı renklere bürünmüştü.

Güneş, o gün yeryüzüne her zamankinden başka gülmüştü. Çünkü o gün okulun ilk günüydü. Evlerin kapıları neşeyle açılacak ve sokaklar çocuk sesiyle dolacaktı. Her çocuk Güneş’in ışıltısına başka bir renk katacaktı. Güneş nasıl mutlu olmayacaktı?

Okullar renkli renkli boyanmış, çocuklar için süslenmişti. Öğretmenler ise boncuk gibi ışıl ışıl bir şekilde gözlerine bakacak gözleri düşlüyordu. Her birini sanki kalbinden duyuyordu.

Güneş gökyüzünden bir daha baktı. Okullar ve öğretmenler hazırdı. Peki, çocuklar nasıldı?

Her şey yolunda görünüyordu. Güneş, ışık saçlarıyla o minicik bedenleri hem ısıtıyor hem yollarını aydınlatıyordu.

Ama o da ne? Birden bir ses duydu.

Evet, mavi boyalı kapıdan çıkan minik çocuk ağlıyordu. Gözlerinden akan damlalara çarpan ışık yeniden çocuğa çarpıyor ve fark edilmesini sağlıyordu. Güneş, yüzünü heyecanla çocuğa döndürdü. O ara kapıdan annesinin geldiğini gördü.

Minik çocuk gibi annesi de o güne özenle hazırlanmıştı. Uzun, tiril tiril elbisesini tamamlayacak çiçekli bir şalı boynuna sarmıştı.

Çocuk annesini görünce boynuna atladı ve daha çok ağladı. Annesi çocuğuna sıkıca sarılarak ağlamasının bitmesini bekledi ve sordu:

-Neden ağlıyorsun?

-Çünkü senden ayrılmak istemiyorum anne.

Annesi şefkatle gülümsedi. O minik ellerini avucunun içine aldı ve ona şunları söyledi:

-Seni anlıyorum güzel çocuğum. Fakat benden ayrılmak zorunda değilsin.

Çocuk bunun üzerine hem ağlayarak hem de meraklanarak sordu:

-Ama bu nasıl olacak anne?

Anne yine gülümseyen ve şefkatli gözlerle sözlerine devam etti:

-İnsanlar sadece bedenleriyle yan yana olmazlar. Birbirlerini kimi zaman kalben görüp duyarlar.

-Kalbimden duymayı bana da öğretir misin anne?

Bunun üzerine annesi boynundaki çiçekli şalı narince eline aldı ve kokladı. Çocuğun bileğine doladı. Ona sarıldı ve şu sözleri kulağına fısıldadı:

-Beni özlersen okulda

Önce gözlerini kapa.

Bileğindeki şalımı doya doya kokla.

Sonra elinle kalbini yokla.

Kalbinin her çarpıntısında,

Bir nefes al içini doldururcasına.

Hayal et, beni o anda.

Hayal ederim, bende seni her anımda.

Kalbimizden duyarız birbirimizi ayrı olsak da.

Annesi minik çocuğun yanağına bir öpücük kondurdu ve bedenini minik çocuğun bedeninden ayırdı.

İşte tam o anda bir kuş onları izleyen Güneş’e selam vererek uçtu ve gözden kayboldu. Ama kanadından kopan bir tüy minik çocuğun başının üzerinden yere kondu.

Çocuk tüyü ellerinin arasına aldı, kokladı ve annesinin avucuna bıraktı. Ona sarıldı ve şu sözleri fısıldadı:

-Beni özlersen sen de

Gözlerini kapa ve tüyü al avucuna.

Hayal et,

Kalbinden duyup hisset.

Minik çocuk annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve okulun bahçesine doğru yürüdü. Sanki özgürlüğüne yol alan bir kuştu. Onu karşılayan öğretmeni ile annesine el sallayarak gözden kayboldu.

Tüm bu olanları Güneş gökten izliyordu. Annesini ve minik çocuğu o da kalbinden duyuyordu.

Start typing and press Enter to search

Skip to content