KISA VE KÜÇÜK OLDUĞUNU DÜŞÜNEN AĞUSTOS BÖCEĞİ

Print Friendly, PDF & Email

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde

Yine aynı ormanda toprak altında, o ağacın kökünde

Siz deyin on üç, ben deyim tam on yedi yıl beklediler merak içinde

Ve bir yaz günü çıktılar yeryüzüne kafileler halinde

Cır cır da cır cır, cır cır da cır cır ağustos böcekleri neşe içinde

En güzel şarkılarını söylemek için birbirlerine

Bu muhteşem konseri, dört gözle beklerler karıncalar da masallarda sanılanın aksine

Yemyeşil, gür ağaçların bol olduğu ormanda, hepimizin bildiği o büyük ağaç var ya, işte onun kökünde, bir küçük ağustos böceği, toprak altında geçen uzun bekleyişten sonra yeryüzüne ulaşmayı bekleyen son kafile içindeymiş. Ama son kafile içinde olduğunu henüz bilmiyormuş. Ve nihayet ulaşınca yeryüzüne, şöyle gerine gerine uzatmış kanatlarını, gururla göstermiş güneşe. Sağına bakmış, soluna bakmış; bazı arkadaşlarının hoplaya zıplaya, koro halinde, ahenk ve uyum içinde şarkı söylediklerini duymuş. O da heveslenmiş.

Katılmış aralarına ama o da ne! Diğerleri kadar yükseğe zıplayamamış. Şarkı söylemek istemiş ama karnının altında ağrı hissetmiş; meğer ses çıkarma organı karnının altında bir yerlerdeymiş. Sadece karnı ağrısa iyi; üstelik kendinden çıkan ses, onlarınkine hiç benzemiyormuş. Böyle sanki çatlak çatlak bir sesmiş ve herkes birden dönüp ona bakınca çok utanmış. Ayrıca onlara göre biraz da cılız bulmuş kendini. Az önce gururla gerdiği kanatları da diğerlerinden kısaymış sanki.

Bir üzülmüş, bir üzülmüş ki sormayın!

Utanmış; bir ağacın arkasına saklanmış.

Oralardan geçen başka bir ağustos böceği onu görünce neşe içinde yaklaşmış ve “arkadaş olalım mı?” diye sormuş. Sonra onun üzgün olduğunu fark etmiş “neden yalnız ve üzgünsün?” diye eklemiş.

Önce hiç sohbet etmek istememiş ama diğer ağustos böceğinin sessiz bir şekilde yanında beklemeye devam etmesi üzerine “sizler gibi zıplayamıyorum ve şarkı da söyleyemiyorum” demiş küçük ağustos böceği.

“Ama son kafileden henüz yeryüzüne çıktın, bu çok doğal, biraz zaman vermelisin kendine” deyince arkadaşı, küçük ağustos böceği, hemen itiraz etmiş “hayır hayır, ben sizin gibi değilim, baksana benim hem kanatlarım, hem arka ayaklarım, hem de karnımdaki zar çok kısa, onun yüzünden yapamıyorum” demiş.

“Olur mu hiç öyle” diye yanıtlamış arkadaşı “hiç de kısa değil; zaten kısa olsa toprak üstüne çıkamazdın ki”.

“Hayır hayır ben kısa ve küçüğüm, yoksa karnım acımazdı” demiş küçük ağustos böceği. “ Hiçbir zaman sizin gibi şarkı söyleyemeyeceğimden korkuyorum, benimle dalga geçecekler” diye söylenmiş içini çeke çeke.

Onu ikna edemediğini farkeden arkadaşı “ Bunlar sadece düşünce, gerçek değil. Karnının acıması, aslında geliştiğini ve giderek daha iyi ses çıkaracağını gösteriyormuş. Bana da bir önceki kafiledeki bir arkadaşımdan anlattı. Biliyor musun ben de ilk denelerimde iyi sıçrayamıyor ve şarkı söyleyemiyordum. O arkadaşım dedi ki her şey kolay olana kadar zor olurmuş. O nedenle denemeyi hiç bırakmadım, saatler geçtikçe güçlendiğimi fark ettim ve çalışmaya devam ettim. Sen de sadece yapmaya devam et. Denemeyi bırakırsan ve vaz geçersen hiç yapamazsın. Ve biliyor musun tekrar etmenin büyülü bir gücü varmış” diye eklemiş.

Arkadaşını dinledikçe cesaretini toplamış küçük ağustos böceği. Denemeye karar vermiş, çabalamaktan vaz geçmemiş. Önce istediği gibi sesler çıkmamış ama karnının ağrısının giderek azaldığını fark etmiş. En sonunda diğerlerinden farklı ama istediği kadar güçlü ses çıkarmayı başarmış ve epeyce yükseğe bile zıplayabilmiş.

“Nasıl da inandırdım kendimi başaramayacağıma” diye hayretler ederek arkadaşına çok teşekkür etmiş ve yaz boyu hep iyi arkadaş olarak kalmışlar.

Tam da o esnada kanatları çok güzel bir başka ağustos böceği yanına gelmiş “ne kadar güzel şarkı söylüyorsun, şarkını çok sevdim, farklı bir tınısı var” demiş. Çok sevinmiş bizim küçük ağustos böceğimiz. Onunla da çok iyi arkadaş olmuşlar.

Üç kafadar ağustos böceği, o kadar çok şarkı söyleyip eğlenmişler ki o civardaki karıncalar da neşe içinde çalışmışlar ve ne kadar şanslı olduklarını düşünmüşler o yaz.

Küçük ağustos böceği “cesurlar da korkabilir” isimli şarkısını, korkularına rağmen çabalamaktan vaz geçmeyen, tüm cesur yürekli çocuklara armağan etmiş.

Nuray Başsüllü

8 Mart 2022 /İstanbul

Start typing and press Enter to search

Skip to content