YUVASIZ

Print Friendly, PDF & Email

Mahallemizde bir çocuk var

Kimi kimsesi yok, üstü başı perişan.

Yuvasız, diye bağırıyorlar arkasından.

Adı nedir, bilen yok.

Yuvasız, ad olmuş ona.

Yoksa yuvası nereye koyar başını?

Ne yer? Ne içer? Kimle sohbet eder?

Anneme sordum geçenlerde.

“Yuvasız’ı tanıyor musun anne?”

Annem tanımıyormuş.

“Nasıl tanımazsın anne?

Herkes Yuvasız, diye seslenir mahallede.”

Annem cevap vermedi.

Ben de üsteledim biraz.

Acaba adı mı bu, deyince anneme.

Annem kızdı, susturdu beni.

Çok üzüldüm ağladım o gece.

Yuvası yoksa diye,

Düşündüm günlerce.

Kış çok yakında kapıda

Donar gariban Ankara ayazında.

Ben bunları düşündükçe

İçim ürperdi.

Yatağım buz kesti.

Yastığım kışı kokladı.

Koynumda bembeyaz kar

Tir tir titredim.

Annemden gizli muhtara gittim.

Anlattım mahallenin yuvasızını.

Muhtar amca benim gibi duygusaldı.

Ben anlattım o ağladı.

O anlattı ben ağladım.

Muhtar amca teşekkür etti,

Üstüne bir de şeker verdi.

Muhtar amca pek iyi yürekliydi.

Yuvasıza yuva oluverdi.

Adına da Eren, dedi.

Artık hem adı hem de bir yuvası vardı.

Start typing and press Enter to search

Skip to content