TEŞRİF

Print Friendly, PDF & Email

Rumeysa DEMİR

Duru bir sabahın ilk ışıklarında, Nehir kenarında,

Uykuya açtım gözlerimi. Halesine vuruldum Güneş’in.

Hevesine, yanı başımdaki nergisin. Suya yaklaştım.

Daha evvel hiç tanımadığım bir kadınla karşılaştım. Gözleri, elleri, teni…

Çok uzaklardan gelen o tanıdık neşesi. Güldüm.

Güldü kadın. Uzandıkça elim, Sonsuzluğa vardım. Düş değil bu yaşanan.

Bilincimden uzakta yaşayan, Özümden olan,

Özüme varan, Yabancı sanılan, Tam da bu an, Delice bir gerçekti.

Bir masalda hissettim benliğimi. Fark ettim izlerini.

Kahramanı varlık ile hiçlik olan, Hasretiyle yeni tanışan, Aradığına ulaşan.

Rüzgâr değdi tenime, İmgelerini savurdu önüme. Gökyüzünde bir kuş vardı. Kanatları beyazdı.

Bir tüyü suya kondu. Ardından biri daha.

Kadının saçlarında, kuş tüyleri tutuştu.

Yanı başımdaki üç elma, İlk kez göğe uçuştu.

Kim bilir hangi diyarda,

Hangi yolcunun nasibine düştü? Uykuya kapattım gözlerimi.

Uyandım. Penceremde bir kuş,

Düşümdekiyle aynı duruş. Hakikat yolunda,

Belli ki benimleydi.

Rüya değildi gördüklerim. Ezeli bir yazgıdan,

Agah hikayeler yazmaya, Ebedi ruhtan,

Kadim masallar yaşamaya, Mutabık bir giz.

Dünya ağırlaştı önce,

Ve hafifledim yüreğimce. Pencereyi açtım.

Kuşu sevip okşadım.

İzi kalsın diye adanmışlarda, Göğe doğru bıraktım.

Niyet ettim yeniden doğmaya, Bilmediğim masalımın, Hemâsında hoş olmaya, Halvetinde hoş bulmaya.

Start typing and press Enter to search

Skip to content