SABIRSIZ BUĞDAY BUGİ
Kırmızı traktör, tarlaya gidiyordu. “tar, tar, tar”
Traktörün kasası buğdayla doluydu. Tüm buğdaylar şaşkındı. Kendi aralarında konuşuyorlardı.
“Acaba nereye gidiyoruz?”
Herkes büyük bir merak içindeydi. Bazı buğdaylar daha meraklıydı. Sabırsız buğday Budi, gibi. Budi, durmadan soru soruyordu. Cevap alamayınca merakı artıyordu. Sonunda “tar, tar, tar” sesleri kesildi. Traktör, geniş bir tarlada durdu. Tüm buğdaylar beklemeye başladı. Çiftçi, traktörün arkasına bir alet taktı. Traktörü tekrar çalıştırdı.
“tar, tar ,tar” Sonra hepimiz bu aletin içine düştük.
“pat, pat, pat” “ah, of, puf”
Traktör tarlada hareket ediyor. Bir ileri bir geri gidiyordu. Tüm buğdaylar sırası gelince toprakla buluşuyordu. Sıra sabırsız buğday Budi’deydi. Budi, tam toprağa kavuşacaktı. O da ne? Birden rüzgâr çıktı. Rüzgâr, Budi’yi uçurdu. Rüzgâr kesilince de Budi yere düştü. “Pat”
Budi, korkuyordu. Etrafına bakındı. Kırmızı traktör uzaktaydı. Arkadaşları da yanında değildi.
İyi kalpli rüzgâr şöyle dedi:
—Ah küçük buğday! Ben, ekim ayında çok sık eserim. Bu yüzden seni göremedim. Özür dilerim.
Budi:
—Korkuyorum, rüzgâr. Ne olacak bana?
—Korkma, küçük buğday. Tekrar eseceğim. Bu sefer daha kuvvetli üfleyeceğim. Nefesimle seni toprağın içine göndereceğim. Toprağın içinde arkadaşların var. Arkadaşlarına birazdan kavuşacaksın. Hazır mısın?
Budi heyecanla,
—Hazırım, tatlı rüzgâr, dedi.
Rüzgâr esti, esti… Budi, tir tir titredi. Sonunda toprağa kavuştu. Toprağın altında arkadaşlarına “Merhaba!” dedi. Arkadaşlarını görünce çok mutlu oldu. Kendini güvende hissetti.
Günler gelip geçiyordu. Havalar soğumaya başlıyordu. Yağmurlar yağıyordu. Budi, ıslanıyordu. Geceleri ise çok soğuk oluyordu. Budi, çok üşüyordu. Bir gün Budi’den yeşil bir filiz çıktı. “Pıt”
Budi, şaşkındı. Bana ne oldu, dedi.
Yanındaki buğday gülümseyerek,
—Budi, sen büyüyorsun, dedi.
—Sen nereden biliyorsun?
—Ben bu anları daha önce yaşadım. Sahibim beni bir ambarda sakladı. Beni tohumluk olarak ayırdı.
—Ne güzel! Anlatsana. Ne olacak bana?
—Büyüyeceksin. Büyüdükçe boyun uzayacak. Boyun uzadıkça toprağın üstünü göreceksin. Güneş seni ısıtacak. Yağmurlar seni ıslatacak. Rüzgâr, seni tatlı tatlı okşayacak. Farklı canlılar göreceksin. Kuşlar, papatyalar, kelebekler, gelincikler… Hepsi de birbirinden güzel.
Sabırsız buğday Budi:
—En güzeli hangisi?
—Hepsi birbirinden güzel… Ama en güzeli gelincik çiçeği. Kırmızı parlak yaprakları var. Bir de simsiyah bıyıkları.
—Bıyık mı? Çok hoş bir çiçek olmalı.
—Evet, gelincik çok güzel bir çiçek.
—Toprağın üstünü görmek istiyorum. Gelincik ile tanışmalıyım. Lütfen bana yardım et.
Konuşmaları duyan Kunduz:
—Seni toprağın üstüne çıkarabilirim, dedi Budi’ye.
Budi, buna çok sevindi. Kunduz’a teşekkür etti.
Arkadaşı buğday, bu fikirden hoşlanmadı. Budi’yi uyardı:
—Budi, büyüdükçe toprağın üstüne çıkacaksın. Zamanı gelince tüm güzellikleri göreceksin. Şimdi sabırla beklemelisin.
Budi, çok sabırsızdı. Arkadaşı buğdayı duymadı. Kunduz, Budi’yi eline aldı. Onu toprağın üstüne çıkardı. Budi, gökyüzüne baktı.
Gökyüzünde gri bulutlar vardı. Bir kuş gördü. Gördüğü kuş çok uzaktaydı. Ortalıklarda gelincik çiçeği de yoktu. Arkadaşı buğdayın anlattığı güzellikleri göremedi. Budi, çok üzüldü. O anda rüzgâr esti. Budi, çok üşüdü. Rüzgâr, Budi’yi gördü.
Rüzgâr şaşkınlıkla:
—Burada ne işin var? Birazdan kar yağacak. Burada kalırsan donarsın.
Budi, arkadaşı rüzgâra her şeyi anlattı.
Rüzgâr:
—Budi, sabırla beklemelisin. Anlattığın güzellikleri bu mevsimde göremezsin. Kış mevsimindesin. Gelincikler ilkbaharda görülür. Hem ilkbaharda sen de büyümüş olacaksın. Böylece tüm güzellikleri daha iyi göreceksin.
Rüzgâr esti, esti… Budi, yuvasına tekrar girdi.
Zaman hızlıca geçti. Mevsimler değişti. Sonbahar, kış derken ilkbahar geldi. Göçmen kuşlar, gökyüzünde göründü. Budi de uzadıkça uzadı. Bir başağın içinde büyüdü. Her gün güzellikleri izledi. Kuşları, çalışkan karıncaları… Toprağın üstündeki canlıları çok sevdi. Ama görmek istediği biri vardı. Bu bir gelincik çiçeğiydi. Sabırla gelincik çiçeğini bekledi. Ve bir gün topraktan bir gelincik çıktı. Budi’nin hemen yanı başındaydı. Budi’nin onu beklediği bilir gibiydi. Tatlı tatlı Budi’ye gülümsedi. Budi, gelincik çiçeğini hayranlıkla izledi. Sabrın sonu gerçekten güzeldi.