BEREKET OTU

Print Friendly, PDF & Email

Bir zamanlar, İç Anadolu’nun kuzey kesimlerinde çok çalışkan, yaşlı bir kadın yaşarmış. Yaşlı kadın çalışkan olduğu kadar da iyi yürekliymiş. Köydeki herkes bu iyi yürekli ve çalışkan kadını çok severmiş. Topladığı elmalardan elma şekeri yapar çocuklara dağıtır; bahçesinde yetişen ne varsa köydeki tüm yoksullarla paylaşırmış. Hem cömert hem de çalışkan olan yaşlı kadın bir dilim ekmeğini bile komşularıyla paylaşır. Paylaştıkça da mutluluğu artarmış.

Yaşlı kadın, daha gün doğmadan düşermiş yollara. Bahçesine gider. Aklına ne gelirse eker, biçermiş. Bahçesine gözü gibi bakarmış. Nasıl bakmasın ki? Yediği her şeyi bahçesi veriyormuş ona. Domatesi, salatalığı, patatesi… Tüm geçimini bu küçük bahçeden karşılıyormuş. Bahçesi küçük ama gönlü büyük olduğu için pek bereketli olurmuş bu bahçede yetişen her şey. Köylüler bu bahçeye bereketli bahçe, derlermiş bu yüzden. Bahçenin bereketini de yaşlı kadının cömertliğine bağlarlarmış. Verdikçe çoğalıyor, diye düşürmüş köydeki herkes.

Yaşlı kadın, bir gün yine gün doğmadan bahçeye doğru yola çıkmış. Güneş daha kucaklamamışken köyü çalışmaya başlamış. Bahçesinin etrafını saran yabancı otları görünce çok şaşırmış. Çünkü daha önce hiç bu tür bir ot görmemiş. İyi yürekli kadın, bahçesinde gördüğü yabancı otlarla konuşmaya başlamış: ” Siz kuşotu değilsiniz, deve dikeni değilsiniz, karahindiba hiç değilsiniz. Sizi ilk defa görüyorum. Bütün bahçemi de sarmışsınız. Yaptığınız iş mi yani? Şimdi tek tek sizleri yolacağım. Size koparmak istemem ama geçimim için bunu yapmaya mecburum.”demiş.Tam elini otlara doğru uzatmışken otlar birden dile gelmiş: ‘’Dur yapma sakın bizi yolma.’’ Yaşlı kadın öyle korkmuş öyle korkmuş ki az kalsın olduğu yere yığılıp kalacakmış.

–—Kimsin sen, adın ne? diye sormuş ota.

— Ben bereket otuyum, diye cevap vermiş ot.

—Bereket otu mu? İlk defa duydum bereket otunu, demiş.

—Ben adım gibi yetiştiğim her yerde bereketi sağlarım. Sadece de senin gibi cömert insanların bahçesinde yetişirim. Beni neyin üzerine koyarsan onu çoğaltırım, demiş.

Yaşlı kadın, çok şaşırmış. Önce duyduklarına inanamamış ama sonra ya doğruysa, diye düşünerek otu yolmamış.

Otlar aynı anda: ”Bizden birkaç parça yaprak al, çoğaltmak istediğin şeyin üzerine koy ve berekete şahit ol.”

Yaşlı kadın, otların dediğini yapmış. Birkaç parça yaprak alarak evine gitmiş. Kollarını sıvamış ve biraz hamur yoğurmuş. Hamurun üzerine bereket otunun yaprağını koymuş. Koyar koymaz da hamur çoğalmış çoğalmış neredeyse tüm evi kaplamış. Yaşlı kadının gözleri az kalsın yuvalarından çıkacakmış şaşkınlıktan. Sonra olanları tüm köye anlatmış.

O günden sonra o köyde ve civar köylerde bereket otu sayesinde herkes bereket içinde fakirlik çekmeden mutlu bir şekilde yaşamış.

Yer: Ankara /Teberik Köyü

Kaynak: Satı Serdar

Start typing and press Enter to search

Skip to content